bal...
yola çıktığımı hatırlıyorum,
hayat denen yolculuğa. neresiden diye sormayın. kendimi bildiğimde, yüreğimin farkına vardığımda. bilebilseydim, yolculuğumun meşakkatlerini, başlarmıydım bu umutsuz yolculuğa, yüreğimle birlikte kıpır kıpır kanat açtım, sevgi bahçesine. çok konulacak gül vardı, şaştım. sahipli sahipsiz ayırmadan gülleri, meyerse pek fazlaymış dikenleri. ilk konduğumda henüz körpeydim, olgun bir gülü sevdim. sadece sevdiğimle kaldım. yola devam ederken, bilmem kaç kere yıkıldım. aslında bahçem de dünyam da çok küçüktü, arzularım dünyamdan büyüktü. düşe kalka, uça göçe yol aldım, yüreğim yanıktı. bir türlü bal yapamıyordum, bunca çiçek varken, ben işi öğrenene kadar boşa dolanmışım, bu arada epeyce yol almışım. sonuçta benim konup göçtüğüm çiçekler, teker teker yüz çevirdiler. dış görünüşlerini bana, özlerini başka yüreklere verdiler. bir çiçek ben nereye gitsem bana döndü, işte bendeydi onun gönlü. bir farklı uçtum ona doğru yürekten, meyerse aşk oluşurmuş, karşılıklı severken. derken, buldum gülümü, çiçeğimi, ürettim balımı yeni yolculuklar, başlasın, sevmeye, bal üretmeye. Mecit Kaya |