A.Ş.K.
Bar kıyısında ufalanmış adımlara yalnızlığını düşürmüştü
Aşk gibi bir kelimenin ’a’ harfine sarkıtılmış bu beden Yetmemiş gibi Aparılmış üç zamanlı bir takvim asılmış omuzlarına. Okuma yazmasını bilmeyen dervişleri güneş yudumlamış her nedense Hiç doğan olmamış o günden sonra Desen ki mesela neden tanrı gelmez buraya Yani bu harfin aralığına Bilmezsiniz Çok zaman önceydi ’ş’ harfine kazılmış iri bir mezarda saklanan hazineyi Siz deyin can-ın toprağını kazmazlar ülkesi değil mi bu ülke Zihnin elleri neden kirli Veba görmüş bir gecelik gibi titriyor hece Piyango çıkmış gibi bakınmıyorsunuz değil mi Kendime yazdım bu mektubu Kuyuya atılmış taşlarımı topluyorum ne bileyim ne nerede? Yapay ve donmuş bir iskeletin telaşı dokununca gözlerimize Sormaz mıyız bu ne diye Ya da Sus ülkesinde büyütülmüş çadır kuşu değil miyiz Peki , bu harften taşan çığ-lık ? ’K’ harfinin duvarlarından itilmiş bir adım işte bir gecelik inti-har Apış arasından damlayan gözyaşına aşk mı diyormuş bazıları Ne çok aşk(!) varmış … ’’Beyinlerimizi düğümlemiştik’’ bir öğlen vakti .ebeyi kör etmiş idik. haaa bir de tesadüfler yılanı kol geziyordu aramızda Üşüyorduk Kelimelerse kalabalık sokaklar gibi çarpışan arabaya binmiştik Aşk yarası sürülmüş bir kalbimiz vardı kan kaybından susayan Her gece rüyamıza gelen ihtiyarın suküt asılı dilinden toplardık ’’konuşmalarımızı’’ Konuşamamak yetmez mi bir felaketi yazmaya Sevdiğim Ben tanrılara inanmam biliyorsun. Bütünlüğünü yitirmiş ’’araçların’’ karın ağrısı ishal yapıyor düşünceyi. Bütün şehir ben olmuş aşınmış lastik ve yanmış barut kokuyor Balatası kayık bu şehrin kursağının Boşalan yapıların gölgesine gömüyorlar beni Hayatımı kovalıyorken |
yüreğine sağlık...
başarılar...