BİR GARİP YAŞLI KEMANCI...
Lise yıllarında bir garip kemancı tanıdım yaşlı ve fakir
Okul bahçesinde tanıştık gizemli fakir ama mağrur Eski kırık dökük kemanıyla en güzel şarkıları çalarken Bir taraftan ağlıyordu gözyaşları ırmak olup akarken Neden bu kadar dokunaklıydı çaldığı şarkılar Niçin ağlıyordu kemandan çıkan her melodiyle beraber Neler yaşamıştı nasıl bir hayatı anıları vardı kimbilir Yaşlı kemancının üstü başı eski fakat temiz ve vakur Yalnız bırakıp gitme bu akşam şarkısını çaldı önce ağlarken Sonra kimseye etmem şikayet ağlarım ben halime derken Hıçkırıklara boğulmuştu gözlerini tertemiz mendiliyle silerken Ah be yaşlı kemancı nedir seni böylesine ağlatan inleten Sonra biraz harçlığımdan verince çok sevindi birden, Şu halimi bağışlayın çok güzel bir hayatım vardı eskiden Dünya tatlısı bir eşim vardı çok mutluyduk birbirimizi severken Sonra bir gün alıp gitti başını hiç bir nedeni yokken Ben onu çok sevmiştim aşık olup severek evlenmiştik Birlikte çok tatlı günler sevgi dolu mutlu bir hayat yaşamıştık Nasıl ne değişti anlamadım insan bir haber bırakır çekip giderken Öylesine yıkılmıştım dedi o sevgili beni nedensizce terkederken Eşimden sonra işimide kaybettim dedi her akşam dertlerime içerken Dağ gibi servetim eriyip gitti bir bir yaşama umudum tükenirken Sonra bir gün beş parasız kırık kemanımla başbaşa kaldım Her şeyden vazgeçip sokaklarda şarkıcılığa başladım Duydum birini sevmiş gönül verdiği adama kaçıp gitmiş Adam sarhoşun teki her akşam eve gelip sille tokat dövermiş Aşk meşk üç günde bitmiş gerçeklerle yüzyüze kalmış Haber salmış gelsin kurtarsın beni yalvarıp ta yakarmış Ah be evladım benimle mutlu iken neden bırakıp gitti Artık dönse de sevemem onu sevgimizden ne kaldı Hem bırakıp giderken hiç düşünmedi aklı neredeydi Kırılan bir kalpten yıkılmış yuvamızdan artık geriye ne kaldı Ah yaşlı kemancı ne acı bir hikaye nasıl kader bu böyle Gözyaşı neye yarar koşup gitseydin sevdiğine Seven afffeder elbet oda pişmanmış dönerdi geriye Affetmek büyüklüktür sahip çıksaydın mutlu olurdunuz yine Dedi yavrum olmadı hiç çocuğumuz vermedi bize Mabut Bir çocuğum olsaydı çekip gitmezdi hanım yoktu hiç umut Kaçıp gittiği eşi doğmayınca esirmiş kadını hergün dövermiş Kader ona da acımamış dostlar ev yıkanın evi yurdu olmazmış Nihat Gülle Şair ve yazar |