Çok saygıdeğer ve yüce mahkemenizde,
Bir detay var, belirtsem müsadenizle;
Bir terazi var ya hani tam önünüzde,
Sanki biraz, sağa kaymış hakim bey.

Sizi adliyeden çıkarken gördüm,
Ya eskiden yoktu, ya da ben kördüm,
Kızacaksınız ama, yine de sordum,
Cübbeniz de düğme mi var hakim bey ?

Bir de şu aydınlatma sorunu var ki,
Adaletin yazan duvar, görünmüyor inan ki,
Floresan ışığında ne vardı sanki ?
Bu ampüller nerden çıktı hakim bey ?

İyi gördüm ama sizi, keyfiniz de yerinde.
Nasıl geçti tatil, ne yaptınız izin de ?
Yediğiniz, içtiğiniz sizin olsun da,
Ankara’da hava nasıl hakim bey ?

Heybeniz de çok güzelmiş, kim verdi ?
İçinde ki sebze mi, turp mu, acı biber mi ?
Turp büyükse savcı bey de severdi,
Manava mı uğradınız hakim bey ?

Güneş doğacak yarından yakın,
Teraziyi ihmal etmeyin sakın.
Siz beni dinleyin, ona bir bakın.
Bir gün gelir sizi de tartar hakim bey.