Yalnızlığın seyrinde, kalan bizar nefesimle!Bırakmıştın Kendini adeta sukutun renklerine Seyrediyordun mehtabı alabildiğince ve sessizliğinle Hissiyatın Kuşatan o makûs terennümüyle Sabır düğümlerinin zemheriyi bekleyecek kanaatiyle Kalbi kilerinde Zihni muvazenende demlenen Umut içinde filizlenen düşlerin muhayyilesiyle her dem Tuval üzerine Fırçaların raks eden suhuletiyle İç hıçkırıkların bir bir çıkıyordu ve sancıyla gün yüzüne Sen her ne kadar Bir kelam etmeden dirliğe ersende Resmettiğin meram anlatıyor her şeyi zarif güzelliğinde Halini anlamak Yıllara sâri suskunluğuna uzanmak Gönül yelpazende sana ram olmak hicranınla barışmak hoş Gün sakince çekiliyor Güneş halindeki ahvaliyle kalıyor Aşk hala anlaşılmıyor hangi hakikatle kalbi inkişafı biliyor Kararan havada Nükseden sancıların çardağında Şayet bir şafak aydınlığı olacaksa, ölüm hakkıyla nurlaşa Hal korkuya muttalise Umudun solgunluğu kalbe sudur edince Zaman durmadan anlatacak, an sende kalacaksa ne olacak Hasredilen enler Haysiyetten azadeleşen benlikler Mütemadiyen artan kalbi lekeler, hüzün nağmesinde şevkler Mustafa Cilasun |
Çok teşekkürler ediyorum...