4
Yorum
29
Beğeni
0,0
Puan
229
Okunma

“Şah-Nar Aşkı, mecazi aşkı aşarak ilahi aşkı işaret eden bir semboldür. Nar, kabuğunun ardında binlerce taneyi saklayan; ateşle yanıp da özüyle dirilen bir meyvedir. Bu şiirde nar, hakikatin ateşiyle yanmayı, pişmeyi ve benlikten arınmayı simgeler. Şah-Nar ise gönüllerin sultanı olan Hak’tır. Bu şiir, yalnız O’na yananların diliyle yazılmış bir yakarıştır.
Nar-aşk, hem susuzluğu hem de susuzluğa âşık olmayı anlatır. Çünkü hakiki aşk, vuslatın değil, yanışın kendisinde kemale erer. Burada nar, ateşiyle arındıran; kül ederek dirilten aşkın remzidir. Şiir, insana şunu fısıldar: Yanış olmadan vuslat olmaz.”
P.F.Özbilge
"İnsanı kemalat ile tamamlayan cinsten, aşk ateşi anlamına gelen bir tamlama."
"Yalnız Hakk’a yananların dilinden "
Ben seni
ne mevsimlere sığdırabildim
ne zamana,
ne mekâna.
Sen
bir yandın,
ben
düştüm ardına.
Adını koyamadım ilkin.
Ağzıma alırsam
dilime düşersin sandım.
Dilim titrer,
gönlüm secdeye varırdı
her seni düşündüğümde.
Ben seni
harflerle anlatamam.
Çünkü sen harf değilsin.
Sen;
bir lal taşının içinde
susarak çoğalan yakarışsın.
Bir bakışın var
gökleri ağlatır.
Bir sessizliğin
dağları dize getirir.
Sen,
bir çölün ortasında
tek bir gül gibi
ateşte açtın içimde.
Sen
susuzluğun kendisisin
ama ben
suya değil,
susuz kalmaya âşık oldum.
Sen
bir Nar’sın.
Ama her ateşin efendisi.
Yakarak öğretirsin,
pişirerek diriltirsin.
Senin aşkında
kül olmak
bahtların en yücesi.
Ben
gölgeyi sevmedim.
Işığa aşık oldum.
Ve öğrendim:
Gölge, ışığı unutanların yurduymuş.
Ben
unutmadım.
Sana her yönelişimde
bir parçam daha döküldü benlikten.
Sen
“Şah”sın.
Tahtı yürek olan bir şah.
Sarayın
taş değil,
sadâkattir.
Girişin
kapı değil,
secdedir.
Seni sevmek
şair olmaya yetmez.
Ağlamaya da yetmez.
Seni sevmek
yürümeye,
susmaya,
yok olmaya yeter.
Ve ben
bir tek Hakk’a eğilirken
anladım seni.
Sen
ne Arabi’sin
ne Farisi.
Sen
her dilin
susunca anladığı
tek sır…
Ben sana
bile bile yandım.
Çünkü öğrendim:
Yanışsız vuslat olmazmış.
Aşkların
en sessiziyle sevdim seni:
Şah-Nar Aşkı’yla…
“Sadece Hakk’a eğilen kalem”
Peri Feride ÖZBİLGE
03.09.2025