BİR ŞEHİDİN ARDINDAN...(Aziz şehitlerimizin ruhlarına ithaf olunur..) Sen gittin ya reis, bu şehrin tadı yok artık . Sekiz on beş banliyösüne yalnız biniyorum . Sessiz sedasız bir köşede durup, okula gelince iniyorum... Hani ilk kavgamız; Biz iki kişiydik, onlar beş kişi. Sebep: Tanımadığımız bir dişi.. Anılar, anılarımız peşimi bırakmıyor işte. İlk defa, sözünü tutmadın bu gidişte. Var mıydı tek başına ölmek? And içmedik mi? Yardan, serden beraber geçmedik mi? Askerim diyordun, vatani göreve gittin. Daha önce gidenler gibi yiğittin. Tertiplerin döndü.Hiç biri senin gibi karşılanmadı. Sen omuzlardaydın, al bayrağa sarılı tabutta. Son mektubun senden sonra geldi. Diyorsun ki; “ Herkes asker olamaz hudutta !” Sinsi yılan sokmuş seni ansızın. Vurulup düşmüşsün yere, kurşunuyla kansızın. Hakkından gelinir dinsizin, imansızın. Sen cennete gittin, bu senin alın yazın. Şehadetinin ikinci haftası, elbiselerin için gittim size. Anneni ikna etim, vermek için bir kimsesize. Nereye baksam gözlerim seni arıyor. Baban sigaraya başlamış, Bir köşede tütün sarıyor. Annen; Elleri titriyor, gözleri dolu. Hala gözlüyormuş, umutla yolu... Offfff... offfff... Neden sonra babana bir madalya taktılar. Nasıl söylesem reis; Dün sevdiğin kıza kına yaktılar.... Adını verdiler okulun arkasındaki caddeye. Eğilmedik reis, girmedik hiç haddeye. Ne zaman başımı koysam secdeye; Allah’tan şunu dilerim: Bölünmez bir vatan! Tez zamanda intikam! AMİN.... 17.08.2006 |
YÜREĞİNİZE SAĞLIK...