5
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
214
Okunma

KIYAMETİN AYAK SESLERİ
Kıpır kıpır sıralı dağlar, bir doğum sancısı gibi
Hallaç pamuğu gibi savrulacak belli,
Heybetini sırtlamış, öfkesini kuşanmış
Koptu kopacak artık, o sesin çığlığı...
Nasıl kopmasın ki, söyleyin bana
Kötülük ruh gibi sızmış içimize – eyvah!
Dağ titriyor, gök çatlıyor, yağmur suskun
Ağaçlar mateme durmuş, cehennem soluğu gibi.
Dün akşam yağmura seslendim, duymadı beni
Yüreğimdeki yangın artık sönmez bir kor
Dedim ki: “Gel de söndür beni…”
Yağmur küsmüş bana, rüzgârı bekliyor.
Doğa ana intikam alıyor senden, anlasana!
Hangi dilden konuştun da duymadı seni?
Ağaç sana meyve sundu, sen ise ateş ve balta
Ve şimdi o yangın, seni yakıyor yeniden…
Ey yüce dağlarım, ey suskun yağmurlarım
Ey börtü-böceğim, ey can damarım ormanım
Ey kar, tipi, fırtına — yağ, es, haykır!
İnsan ne ektiyse, onu biçiyor şimdi… Haklısın anam
Nehirlerim nerede? Göllerim hani?
Bir zamanlar kıvrım kıvrım can olurdu suyun…
Bostanlarım büyürdü, tatlı mı tatlı
Şimdi kuraklık konuşuyor, toprak susmuş…
5.0
100% (13)