Ağır bir çuvalı götürürken içinde ne olduğunu anlamak için ona bakman muhteviyatından bir şey eksiltmez çuvala sultanlara takdim edilmeye lâyık şeyleri doldur kendini utanç yükünden kurtar

Mevlâna

Bir alim bez parçalarını dolduruyordu
İçinde yırtık bezler ton tondu
Hırsızın biri durdurdu onu
Adamı gaspederek her eşyasına el koydu

Alim seslendi hırsıza sarığı soydun
Ancak sarığın içine bakmayı unuttun
Dediki hırsız ne var böyle doldurmuşsun
Söyle bana ey Alim sen kimin kulusun

Hırsız elini sokunca sarığa
Paçavralar döküldü hep sokağa
Alim dediki ey hırsız yolumdan alıkoyma
Çaldığın boş olarak geri döner sana

Nefsani derki bak evlat dünya böyledir
Hoşça açılır kendisini güzel gösterir
Dünyanın işi nasihat değil hiledir
O seni yoldan koyan bir hırsız gibidir

Alim derki ey hırsız ben hiçbir şey değilim
Topraktan yaratılan fert ve beşerim
Ey hırsız dünya seni Allaha havale ederim
İnsandan kaçar Cenabı Haktan isterim