Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
İhalil
İhalil

Bana " Sinirlenme Üzülme diyorlar"

Yorum

Bana " Sinirlenme Üzülme diyorlar"

( 4 kişi )

2

Yorum

8

Beğeni

5,0

Puan

231

Okunma

Bana " Sinirlenme Üzülme diyorlar"


Bana “sinirlenme, üzülme diyorlar”
Er meydanında şerefsizler cirit atıyorsa,
Aslanların otağına tilkiler oturuyorsa,
Kelli felli insanlar örnek olmuyorsa,
Bilim yuvalarında film yapılıyorsa,
Ben nasıl sinirlenmem, nasıl üzülmem.

Bana “sinirlenme üzülme diyorlar”!
Manevi değerler yaşanmıyorsa,
İnsanlar birbirine selam vermiyorsa,
Dostlar dostluğunu yapmıyorsa,
Şanı yüce Allah’a şükür edilmiyorsa
Ben nasıl sinirlenmem, nasıl üzülmem.

Bana “sinirlenme, üzülme diyorlar”!
Gönüller husumet ile doluyorsa,
Başlar ayak, ayaklar baş oluyorsa,
Muhammedi güller açmadan soluyorsa,
Fikri güzel, gönlü güzeller hor ve hakir görülüyorsa,
Ben nasıl sinirlenmem, nasıl üzülmem.

Bana “sinirlenme, üzülme diyorlar”!
Âlimlerin meclisinde, cahiller ahkâm kesiyorsa,
İnsanlar birbirine menfaat için gidip geliyorsa,
Berrak sular bir hiç uğruna bulandırılıyorsa,
Sevdalı gönüllere, husumet tohumları ekiliyorsa,
Ben nasıl sinirlenmem, nasıl üzülmem.

Bana “sinirlenme, üzülme diyorlar”!
Yirmilik paslı çiviler gönüllere çakılıyorsa,
Gönül köprüleri muhkem kurulmuyorsa,
Boz bulanık sular durulmuyorsa,
Kimsesiz dul ve yetimler Allah rızası için sorulmuyorsa
Ben nasıl sinirlenmem, nasıl üzülmem

Bana “sinirlenme, üzülme” diyorlar
Kardeşlik ve muhabbet bayrağı dalgalanmıyorsa,
En şerefli mahlûk olan insan için için ağlıyorsa,
Zalimler ve vicdansızlar el üstünde tutuluyorsa,
Rahmet yağmurları bardaktan boşalırcasına yağmıyorsa,
Ben nasıl sinirlenmem, nasıl üzülmem.

Bana “sinirlenme, üzülme” diyorlar!
Nefsin şeytani heves ve arzularına gem vurulmuyorsa,
Bin bir çeşit nimetlerle bile mutlu olunmuyorsa,
Fakiri de zengini de iki gözden iki çeşme ağlıyorsa,
Yüzde dost kalpde düşman olunuyorsa,
Ben nasıl sinirlenmem, nasıl üzülmem.

Bana “sinirlenme, üzülme” diyorlar!
Helal ile haram, birbirinden ayırt edilmiyorsa,
Bugünün işi, yarına bırakılıyorsa,
İnsanlar mukaddesat ile ustaca kandırılıyorsa,
Hak edilmeden, zengin olunuyorsa,
Ben nasıl sinirlenmem, nasıl üzülmem.

Bana “sinirlenme, üzülme” diyorlar!
Buz gibi sular bile, yürek hararetini dindirmiyorsa,
Tok insan, aç insanın halinden anlamıyorsa,
Kimse kimsenin yarasına, merhem olmuyorsa,
Birbirini ölesiye sevenler, kısa zamanda boşanıyorsa,
Ben nasıl sinirlenmem, nasıl üzülmem.
03/ Ekim/ 2016

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (4)

5.0

100% (4)

Bana " sinirlenme üzülme diyorlar" Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Bana " sinirlenme üzülme diyorlar" şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bana " Sinirlenme Üzülme diyorlar" şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Murat Kahraman Murâdî
Murat Kahraman Murâdî, @murat-kahraman-mur-d
9.7.2025 21:39:50
5 puan verdi
Merhabalar Üstat..
10 yıl önce yazılmış bir eserde bu kadar "sinirlenilecek ve üzülünecek" konuları sıralamışsınız.. Yıl 2025! kaç kat artmış acaba bu şeyler! şimdilerde de "ne söylesem ki!" demek mi gerekiyor bilemiyorum.

Kalemine yüreğine sağlık. Allah sonumuzu hayr etsin.
Selametler dilerim
Saygılar.
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri, @huzunluperi
9.7.2025 17:04:28
5 puan verdi

Değerli üstat,

Bu şiir, hem bireysel bir vicdan feryadı hem de toplumsal çürümüşlüğe karşı güçlü bir iç isyanı. Duygusu, vurgusu ve içeriğiyle okuru sarsan, düşündüren ve yer yer yüreğini burkan bir metin. Şiirinizde ki, "Bana sinirlenme, üzülme diyorlar!" tekrarlarıyla yükselen sesiniz, halkın içinden bir ses gibi yankılanıyor.

Şiirin başarısı, şairin yalnızca bireysel duygularını değil; toplumsal değerlerin yozlaşmasını, insanî bağların zayıflamasını, adaletsizliğe karşı duyulan öfkeyi açık yüreklilikle ve yalın bir dille dile getirmesidir. Mısralarda geçen "Aslanların otağına tilkiler oturuyorsa", "başlar ayak, ayaklar baş oluyorsa", "âlimlerin meclisinde cahiller ahkâm kesiyorsa" gibi imgeler; yerli yerinde, etkileyici ve düşündürücü.

Bu şiir, adeta bir çağrıdır: "Görün artık! Duyun artık! Bu sessizlik nereye kadar?" der gibi. Ve şiirin her kıtası, başka bir kanayan yaraya parmak basarken, şairin vicdanı halkın kolektif vicdanıyla bütünleşiyor.

Tebrik ediyorum. Bu şiir bir şikâyet değil; bir duruş, bir ahlak manifestosu. Okuyanın kalbine "Ben de aynı yerden yanıyorum" dedirtecek kadar sahici ve güçlü.

Saygıyla,

Peri Feride Özbilge

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL