Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
İhalil
İhalil

Oturdum İnsanlık Sofrasına!

Yorum

Oturdum İnsanlık Sofrasına!

( 2 kişi )

1

Yorum

3

Beğeni

5,0

Puan

168

Okunma

Oturdum İnsanlık Sofrasına!

Oturdum insanlık sofrasına.
Önümde beş tabak vardı.
Birinde sevgi, birinde muhabbet, birinde Sadakat,
Birinde ahde vefa, birinde de vicdan ve merhamet vardı.
Hangisinden başlayacağımı düşünürken, kaşığımı sevginin olduğu tabağa uzattım.
İlk kaşıkta daralan ve boğulacak gibi olan gönlüm genişledi.
Öylesine genişledi ki, kemlik bilmeyen sevdalı gönlüm, bedenime sığmaz gibi geldi bana.
Yerimde duramaz oldum.
Özgürlük simgesi bembeyaz güvercin misali uçasım geldi.
Ben, başka ben olmuştum.
Gülücüklerin her türlüsüne hasret asık suratımdan tarifi çok zor olan rahmani gülücükler döküldü.
Her gülücük beni neşe ve sürura gark etti.
Daha önceki hiçbir gülücük beni bu kadar mesut bahtiyar etmemişti.
Bir âlime danıştım bu yaşadıklarımı.
Âlim dedi ki bana “Sevgi yerin göğün sahibi her şeye Kadir olan Allah’ın en güzel ismidir"
"Bu isim gönüllere nakış olduğunda, insan masum gedalar gibi yerinde duramaz"
"Sevinç küpü olur taşar her tarafa yayıldıkça yayılır"
"Yayıldığı her yeri ziyalar kaplar"
"Karanlığın “Ka” sı kalmaz"
"Sevgi anahtarının açamadığı hiçbir kapı yoktur"
"Hatta cennetin bir kapısından onunla çok rahat girilir"
"Onunla en muhkem gönül köprüleri kurulur:
"Cennetin ayakları altında olan annelerin eşi benzeri olmayan şefkatin anafikridir"
"O şefkat ile cürümlerin çoğu af olur"
Âlim’in bu dedikleri beni derin düşüncelere daldırdı.
Kaşığımı muhabbetin olduğu tabağa uzattım.
İlk lokmayı ağzıma koyar koymaz, sararmış solmuş betim benzim al al oldu.
Konuşmaktan aciz ol dilim, bülbül misali şakımaya başladı.
Şakıdıkça can kulağıyla dinlenen oldum.
Dinlendikçe kadir kıymetim ziyadeleştikçe ziyadeleşti.
Muhabbet ile başı karlı dumanlı ulu dağların hiç yorulmadan aşıldığını müşahade ettim.
Dimdik yokuşlu yolları, hiç yorulmadan çıkarım düşüncesine kapıldım.
Muhabbet ile küs ve dargın olanlarla barıştım.
İnsanlıktan nasiplenmeyenlerle, gönüllerini kırmadan savaştım.
Savaştıkça, insanı cennetlik eden hal ve ahvaller kazandım
İnsanların nazarındaki emin sıfatım artıkça arttı.
Üçüncü kaşığımı sadakat tabağına uzattım.
Uzatır uzatmaz, bedenimin yıllanmış yorgunluğu bir an geçti sanki.
Fikri güzel gönlü güzellerin asil gönüllerini kazandım.
Yıllardır hasret kaldığım rahmani mutluluklarım çoğaldıkça çoğaldı.
Sadakat lokması beni din gününün sahibine daha çok yakınlaştırdı.
Dünya’ya küsmüşlüğümü bitirdi. Beni benle barıştırdı.
İnsan gibi insan olanların, hayırlı ve güzel dualarını aldırttı.
Sadakat bana yaza yaza bitirelemeyen hasletleri kazandırdı.
Sadakat, özümü özüme daha çok yakınlaştırdı.
Taşlaşmaya yüz tutmuş gönlümü yufkalaştırdı.
Sevda sürmeli gözlerimin didelerinden en manidar yaşları getirtti.
Daha sonra kaşığımı ahde vefalılık tabağına uzattım.
Parmakla gösterilen insanlığı yeniden kazandım.
İyi kötü anlarımın geçtiği dostlarımı andım.
Doksan dokuz Esması olan Yüce yaradanın, insanı cennetlik eden ateşiyle yandım.
Yanarken hamlığımdan azat oldum.
Piştikçe piştim.
Ahde vefalılık ile dikenli yollarım güllerin şahı Muhammedi güller ile bezendi.
Gülleri kokladıkça, düzensiz atan nabız atışlarım düzene girdi.
Kendimi gerektiği gibi tanıdım.
Rıza-i Lillah için yaptığım hayır ve hasaneleri unuttum.
Nefsime zor gelmesine rağmen, cahil cühalanın çiğ sözlerini yuttum.
Tam doydum derken, gözüm vicdan ve merhamet tabağına ilişti
Son kaşığımı ona uzatınca sayılı ömür miadım bereketlendi.
Sönmekte olan gönül kıvılcımlarım, yeniden alevlendi.
Alevlerin dumanı yükseltikçe, can suyunu aşk ve şevkle verdiğim,
Barış ve kardeşlik ağacının gölgesinde boncuk boncuk terleyen alnımın teri soğudu.
Beni bana getiren, derinden alıp verdiğim nefeslerden dolayı şanı yücelerden yüce olan Allah’a şükrettim.
Derinden nefes alıp verdikçe, bu yalancennet vatan için şehit olanları canı gönülden hatırladım
Asil ruhlarına ihlas dolu Fatihalar okudum.
Fatihalar okuduğumda, daralan hulkum genişledi.
Hulkum genişledikçe, eşi benzeri olmayan vatanımı ve şeref abidesi bayrağımı daha çok sevdim.
Bayrağımın özgürce dalgalandığını gördükçe her türlü kemlikten gönlüm azade oldu.
Şimdi insanlık kitapların yazdığı insan gibi insan oldum.
Ve insanlık pınarından barış ve kardeşlik suyunu içtim kana kana.
Kalmadı susamışlığım artık.
Gönül damında insanlığın beyaz bayrağını dalgalandırıyorum büyük bir mutlulukla şimdi…
06/ Mayıs/ 2025

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Oturdum insanlık sofrasına! Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Oturdum insanlık sofrasına! şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Oturdum İnsanlık Sofrasına! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri, @huzunluperi
6.5.2025 15:57:31
5 puan verdi
Değerli üstad,

Oturdum İnsanlık Sofrasına yazısı, sadece bir yazı değil; çağımızın vicdan yoksunluğuna karşı yazılmış bir ahlak manifestosu. Kalemi eline alan bir şair değil burada; yüreğini mürekkebe batırıp hakikatin alnına dokunan bir bilge var satır aralarında.

Beş tabakla kurulmuş bu sofra, aslında modern insanın unuttuğu beş temel değerin içsel menüsü gibi: Sevgiyle başlayan, muhabbetle derinleşen, sadakatle sabitleşen, ahde vefa ile büyüyen ve vicdanla taçlanan bir iç yolculuk…

Her lokma bir idrak kapısını aralıyor, her kaşıkta bir kalp hafifliyor.
Bu yazının her cümlesi, “insan olmak nedir?” sorusuna verilen içten bir yanıt gibi.

Ve en çok da şu satır yüreğimi kanatlandırdı:

“Sadakat, özümü özüme daha çok yakınlaştırdı. Taşlaşmaya yüz tutmuş gönlümü yufkalaştırdı.”

Bu cümlede öyle bir derinlik var ki, sadece gönül ehline görünür. Yazıyı okurken bir şair değil, bir dervişin nefesi gezindi içimde.

Nicelerine huzurla iyilikle güzellikle.
Sonsuz saygılar üstad
Peri Feride
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL