2
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
72
Okunma
Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;
Bu göğüslerse Huda’nın ebedi serhaddi,
O benim sun-i bedi’im, onu çiğnetme’ dedi.
Asım’ım nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmiyecek.
Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükü olmasa, dünyada eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdåd inerek öpse o påk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi.... Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe’ desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvåra da yetmez o kitāb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiäb. ’Bu, taşındır’ diyerek Ka’be’yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lähdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Ebr-i nisânı açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına, Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına, Türbedârın gibi tå fecre kadar bekletsem; Gündüzün feer ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanı Salähaddin’i,
Kılıç Arslan gibi icläline ettin hayran...
Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın...
Heyhât, Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana âğüşunu açmış duruyor Peygamber.
Mehmet Akif Ersoy
5.0
100% (6)