19
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
3890
Okunma

ey sevgili!
hayatın içinden geçerken kaybolurduk seninle
para vermeden gelecekler satın alır
geçmişi ne güzel yerdik
ekmek arası peynirle
gençliğimin o güzel günleri...
nerdesin
ey güzel sevgili?
şimdi mevsim yine sonbahar
yıllar önce yine bir sonbaharda
yerde sararan çınar yaprakları
çıtkırıldım seslerinde bir çat kapı
üzerine basarak gelirdik yaprakların
sarı bir sonbaharda bu hatıra ormanına
kırk yıllık hatır içindi belki
üç yudumluk kahveler içilirdi
telvesinde bulurdum gözlerinin rengini
sen kahve içerdin, bakışların bana kalırdı
fincanlar kapatılır
üç beş cümlelik fal dolu sohbetlere dalınırdı
gönlümüze hep ay doğardı nedense
kiremitleri gerçekte kahverengi
panjurları kırmızı olmayan bir ev
kahvenin rengi bir dünyada
o küçücük kalbimizden
o küçücük fincana nasıl da bakılırdı
oysa ne güzel, ne mutlu
ve de
ne büyük hayallerin peşinden koşardık
dört vadeye gelecekler biçilirdi
birisi kapalı iki yol çıkardı bahtımıza
çıkan yoldan gideceğini bilemezdim ki...
gençliğimin o güzel günleri...
nerdesin
ey güzel sevgili?
şimdi yine bir sonbaharda
ömrümün sonbaharında
üzerine basarak geldiğim bu yerde
düşünceme yansımış sararan çınar yaprakları
bir fincan kahve için el salladım
fal bakmadan eski günlerime
ve senli düşüncelerime...
hayatı gezerken öylesine
geçmişin çürüyen bu derinliğinde.