Gözlerimden düşerken farkına varmadın ki;
Sonra kalkmış ayrılık ölümden zor diyorsun…
Hal – hatır sormak için kapıma vurmadın ki;
Sonra kalkmış sitemin dilinde kor diyorsun…

Tövbemi yok sayarak sanki şeytan taşladım;
Her suçunu affettim, hatanı bağışladım;
Bitti mi diye sorma daha yeni başladım;
Sonra kalkmış sözünde cinayet var diyorsun…

Köklerine isyankâr devrilirken çınarım;
Makamından habersiz ney üfler bestekârım;
El – âleme şifadır, sana zıkkım pınarım,
Sonra kalkmış çöllerde yandım su ver diyorsun…

Ladesine aklımda demeseydim, çocukça;
İyi dinle hayırsız, söylüyorum açıkça;
Güfteler yarım akıl, notalar paramparça;
Sonra kalkmış şarkımız yanıma kâr diyorsun…

Yerin yurdun olmasın başıboş bilsin herkes;
Paçandaki çamurdan varoştur bilsin herkes;
Ayık kahrı çekmeyen sarhoştur bilsin herkes;
Sonra kalkmış gezdiğim sokaklar dar diyorsun;

Ciğerime saplanan paslanmış zıpkın gibi;
Sarrafından habersiz ayarsız altın gibi;
Dolaşma gözlerimde serseri mayın gibi;
Sonra kalkmış yüreğin yıkılmaz sur diyorsun…

Gölgeme hasret koysun güneşin yanan yüzü;
Hangi yürek kaldırır, umuda tecavüzü;
Ben ki aşkın yetimi ben ki sevda öksüzü;
Sonra kalkmış düşküne halimi sor diyorsun…

Ali ALTINLI – 26.02.2025
Saat: 16:01