2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1016
Okunma
Oturdum yine pencere karşısı,
duvar kenarı..
Yine efkarlı,
yine dumanlı..
Belliydi halimden
birşeyler yazacaktım...
Gözyaşlarımla bütünleşip döküldüler önce,
bembeyaz bir kağıda
inci gibi...
Ne masumdular oysa!
Beni anlamaya,
anlatmaya çalışıyor gibiydiler..
Yanılmıştım!
Ne zaman ki sonuna yaklaştım
bu tünelin,
Işık beklerken
sonu hüsran..
Niye böyle yaptınız ki?
Niye ihanet ettiniz?
Hani çok iyi anlaşıyorduk sizinle,
Hani derdimi çok iyi anlıyordunuz..
Siz beni anlatamadınız,
siz beni anlayamadınız.
Dost bilmiştim oysa sizi
Yoo.......!
Bu doğru olamaz.
Yoksa bu bir kelime oyunu mu?
Söyleyin!
Söyleyin!..
Yoksa gözyaşlarım mı sizi kandırdı?
Söyleyin o mu yaptı?
Söyleyin!hemen kurutayım onu.
Ama ne olur bir daha yapmayın bunu.
İhanet etmeyin!
Kaldıramam!