KANUN / bir tersine öğüt destanı...
Kucağına alıp öyle bir çalacaksın ki
Ağzı bir karış açık kalacak yollu yolsuzların Ne kucaklarda ki kanunun sesi çıkacak Ne de bucaklar ki kanunsuzların Her daim eski yaraları kaşıyıp duracak Kardeşi kardeşe kinleteceksin Bir makamdan ötekine geçip İnlete inlete dinleteceksin Vatan millet bayrak din iman dilinde Şehit sandukası ve Kerim kitap elinde olacak Hal ve gidişi görenler senden uzaklaşırken Etrafın dantelli soytarılarla dolacak Elde avuçta ne varsa babalar gibi satacak Tüm kazanımları kediye saracaksın Suyunun suyundan bile vergi alıp Har vurup harman savuracaksın Ara sıra bal çalacaksın ki ağızlara Pişman olmasınlar sana uyduklarına Şapkadan tavşan çıkardığına inandıracaksın Duyanları kulaklarına duymayanları duyduklarına Öyle dostların olacak ki etrafında Para ve güce tapan alçak has sadıkane Kimi makam sahibi olacak kimi ballı ihale Kimine kupon arazi düşecek kimine malikane Şatafat ve israfta sınır tanımayacak Büyüme alameti deyip hedef saptıracaksın Sözde itibarından asla tasarruf etmeyecek Dört bir yana köşk ve saraylar yaptıracaksın Öncekilerle kıyasta sınır tanımayacaksın Öyle örnek verip öyle benzetme yapacaksın ki Beyinler dumur olsun beyinsizler ikna Bilenler desinler Nemrut Firavun kim ki Ne büyük adam diyecekler sana Hatta ulviyetin cürmünü bile geçecek Memlekete attığın kazıklar unutulacak Tek çare diye yine seni seçecek Hısım akraba zır cahil falan demeyecek Makam verecek hatta bakan yapacaksın Ki onlar bir yerlerinden ışık saçarken En büyük parsayı da sen kapacaksın Tıkır tıkır işleyen ne kadar çark varsa Dişlilerini birer birer kıracaksın Yazıktır dur yapma diyen olursa Vatan haini diye haykıracaksın Hop oturtup hop kaldıracaksın Gürültü patırtı eksik olmayacak Makul şüpheliler yaratacaksın Ruhlara huşu dolmayacak Olur mu olmaz mı demeyecek Hoşa giden her türlü sözü vereceksin Gerekirse haham elbisesi giyecek Kılıktan kılığa gireceksin "Dün dündür bu gün bu gündür" Bir o kapıda bir bu kapıda duracaksın Tükürdüğünü yalayıp yutacak Omurgasızlığın dibine vuracaksın Günübirlik işlerle tirübünlere oynayacak Mış gibi yapıp havanda su döveceksin Kim ne der diye düşünmeyecek Dün sövdüğünü bu gün öveceksin Yanlı yandaş yalakaları yanına alıp Ora senin bura benim gezip tozacaksın Dediğim dedik çaldığım düdük diyecek Dün yaptığını bu gün bozacaksın Bu dünya menfaat dünyasıdır Kimsenin ne dediğine bakmayacaksın Zerre kadar bile çıkarın varsa Bildiğin yoldan asla sapmayacaksın Çevrene beterin beterini yaşatacak Yine de kendini nimetten sayacaksın Hiç bir söz düellosunda altta kalmayacak Zeytinyağ gibi üste çıkıp parmak sallayacaksın Elini attığın ne varsa kökünü kurutacak Yine de ben bilirim ben diye haykıracaksın Taban tabana zıt ilkel yol ve yöntemlerle Facialara davetiye çıkaracaksın Nerde bakir doğa parçası varsa İçinden geçecek yakıp yıkacaksın İtiraz eden doğa aşığı vatanseverleri Yaka paça derdest edip hapse tıkacaksın Dış işlerinde diplomasi ve teamülden uzak Gizli saklı ilişkiler içine gireceksin Kokusu duyulmasın diye ödünler verecek Ortamı suni gündemlerle gerdikçe gereceksin Acı gerçekleri yüzüne çarpan olursa Kendini hiç üzmeyecek makaraya saracaksın Onlara hakaret ve iftirada sınır tanımayacak Yalan yanlış demeden kardıkça karacaksın Netice iyiyse ben yaptım deyip sahiplenecek Değilse malum/melunları takip edeceksin Dış güçlerin işi yada mukedderat deyip Sorumsuzluğu göğe havale edeceksin Ölümü gösterip vereme razı edeceksin Susun şükredin diyeceksin bu kadara Günün sonunda bir bakacaklar ki İş işten geçmiş atı alansa Üsküdar’a Nesilden nesile kuşaktan kuşağa aktarılsın Çağlar ABDAL’ımın tersine nasihatları Onursuzca kazanmak istiyenler Hayat düsturu edinsinler bu izahatları Mehmet Ali ÇAĞLAR (Çağlar ABDAL) Çorum / Aralık 2024 |
Eser her zaman ki gibi güzeldi
Biz de okuduk ve kutladık yürekten
Gönlün abat olsun, ilhamın hiç yanından gitmesin
Şiirle, sevgiyle, dostça, sağlıcakla ve dahi hoşça kal