Yıllar...
Yorulan yıllara eklenen yıllar,
Sonbahar misali solup gidiyor... Yeni ümitlerle beklenen yıllar, Eskisinden eski olup gidiyor... . Yıl için, sitemle anılmak kader, Zira, olur illa birkaç gam, keder... En az hasarıyla bir yıllık kadar, Ömürler maziye dalıp gidiyor... . Her mevsimi bahar, her ayı Nisan İstiyor gönlünce nefsani lisan... Her yıl biraz daha çöksede insan, Bir şükür sebebi bulup gidiyor... . Kırılan dallarda sararan güller, Ayrılık hüznüyle susan bülbüller... Sanki yıl denilen görünmez eller, Gençlik bahçesini yolup gidiyor... . Her ayrılık acı, her ölüm erken, Tükenir büyükler bir iki derken... Yıl, aldıklarıyla veda ederken, Kalplere bin özlem salıp gidiyor... . Hudutlar çizilir tıbbın sihrine, Battıkça bedenler bahtın kahrına... Yıllara yenilen vücut şehrine, Bakım ekipleri gelip gidiyor... . Zenginlik arttıkça dertte, telaşta, Çile çağlar gözden dökülen yaşta... Gülmeye mecali kalmayan başta, Mutluluk birkaç gün kalıp gidiyor... . Hazan renkli yıllar sıralandıkça, Arzular, hevesler yaralandıkça... Ufuklar akşamla karalandıkça, Azrail kapıyı çalıp gidiyor... . Bir insan mesuldür her nefesinden, Ve amelle dolu hâl küfesinden... Uçarken meçhule can, kafesinden, Eş-dosttan helallik alıp gidiyor... . Veli BOSTANCI (Bağlıca, 22 Aralık 2024) |
Ve amelle dolu hâl küfesinden...
Uçarken meçhule can, kafesinden,
Eş-dosttan helallik alıp gidiyor...
Güzel şiire muhteşem final çok yakışmış yüreğinize kaleminize sağlık.