AĞRI DAĞI MI ŞU SIRTIMI YERE VURAN YOKSA DAĞ OLMUŞ YÜRÜMÜŞ ÜSTÜME ÜSTÜME AĞRI MIbilmiyorum zaman mı geçmiş, yoksa ben mi geçmişim, sarp kayalıklar içinden, kör yamaçların sırtından, şöyle önüme bakıyorum, bir yeşil ot yA da bir yaşam yok, ardıma bakıyorum bir gülüş yok, o zaman niye vardım, ya da niye ayak sürümüştüm, hayat denen karanlık izbe yola, o zaman tüm yollar bıçak sırtı, tüm zamanlar çetrefilli, ağrım sırtımda bir kepenek, bu gün yA da şu an, kirpiklerim düşse, bir anam ağlar, bir anam yıkılır, başka kim kalır, kimse belki şu dağda ki ot boyun büker, yine sabah olur, yine keçiler otlar, yine yaşamak bir su gibi akar, belki her şeyin farkında olmak acıtıyor, belkide sadece boşu boşuna hayata pencere açmak, belkide değmeyecek insanlara gereğinden fazlaca değer vermek, şimdi sebebi yok ki güneşi beklemenin, bir serçenin, bir martının, bir karganın, bir kanatlının, güneşi selamlamasını izlemenin, ağrım böğrümde kar olmuş akar, öyle ince öyle yaşlı, bir ben bir bana yaralı bir ceylan, yine karanlığıma, yine açmazlara, yine dört duvarın arasında, bir pisik gibi ses arıyorum, yalnız değilim, yalnız değilim, belkide içimin içinde bir kayıp, belkide sadece bir ses, suskunun susu, mahzenin kulpu, ağrı dağı mı, şu sırtımı yere vuran, yoksa dağ olmuş, yürümüş üstüme üstüme ağrı mı… Sibel Karagöz #sibelkaragözşiirleri #sibel_karagoz |