AYNI TOKAT OLMUŞUM"At atın yanında dura dura Ya huyundan ya soyundan" Derler ya !!! Yetmiş yıldır aynı şehirdeyim O bana hiç bezemez ama Ben tıpkı o olmuşum Çamlıbel gibi dumanım eksik olmaz, Topçam ormanlarındaki tilkiker, çakallar cirit atar beyninde Gözlerim sulu sokağa benzer Geçmişin izlerini taşır asır asır, Mevlevihane de semazendir başım, Döner durur, Bazen Drakulayı tutsak ederim, Bazen Voyvoda’nın "Taş Hanında" konaklarım tarihin sayfalarına not düşerek, Velhasılı dokuz yüz adımda, dokuz yüzyıl varım Göğüs kafesim, Tarih öncesinden kalma Zile’nin terkedilmiş nahallelerine benzer, Bomboş ve harabe, Yine de Sezarın Veni Vidi Vici taşına inat, dimdik ayaktayım Melikşahın başkentinden Erzurumlu Emrah misali çağlayasım geliyor Kelkit çayına, Götürsün beni Fatlı’dan Talazan’a Niksar ovasının yeşilliklerine çilesin Bakmayın Başçiftlik yaylalarında donduğuma Kekik kokulu bal ısıtamazken içimi, Fokur fokur kaynıyorum Reşadiye de Sulusaray da kaplıca oluyorum sımsıcak Kızıl dağlardan yola çıkıp Yeşilırmak oluyorum nefesleniyorum Almus’ta Sazanlar Yayınlar Alabalıklar büyütüyorum, Köse dağlarının gözyaşı sevgili Kelkitle buluşturuyorum Bir deopem sonrası yeniden dirilen, Erova benzeri sinemde Oğuz boylarını diziyorum boy boy Artova’nın Yeşilyurt’un ovalarına Avşar Dodurga Karkın Salur Kızık ve daha niceleri Boy boyluyırum, Soy soyluyorum Börteçin olup küheylanlar yetiştiriyorum yılkıların soyundan Yedeğimde Asena haylıoırum Ağdağın zirvelerine Sıra sıra Kocabaş oluyorum tarlalarda Vagon vagon gittiğim Turhal’dan çuval çuval şeker oluyırum Pazar’ın gerdanında Kazova oluyorum bereket fışkırıyor göğsümden bebeleri besliyorum. Karayaka koyunuyla Kazova sebzesiyle Tokat kebabı yaparak Mahperi hatun kervansarayında Diyeceğim o ki; Yetmiş yıldır geçen zamanımı Behzat saat kulesinden, Tarihimi Zile kalesinden, Neşemi Ak zambağından Beyaz lalesinden, Çoşkumu Zınav gölü şelalesinden almışım Aynı TOKAT olmuşum. 0512/2024 - İ.ANİK |