Buysa Yaşamak?
Sıcak bir dokunuştu istediğim
Ölümün soğuk yüzüne. Açmazlarda can çekişmek değildi dilediğim, zamandan Sensizlikte kahr-ı prişanlığım ayandı Ve lâkin seni bırakıp da ölemedim. Tutunamadık hayallerimize; Yenik düştük gerçeklere ve de kaderimize. En imkansız aşkların imkanıydın Ve bestelenmemiş şarkıların sözleriydi gözlerin. Ne yani şimdi ölmeli miyim? Keşke birtek mermi sıkacak cesaretin olabilseydi şakağıma Nasılsa ecelim elinden olacaktı, ama! Hiç düşünmemiştim böylesi bir katl-i fermanı. Eh! Artık yolun sonu taşlı ve dikenli. Ve görünüyor Ahuramazdan’ın hanumanına kestiği sonun bileti Kader kime şikayet edeyim seni? Yolsam o dokunmaya kıyamadığın saçlarımı Ve bir gündönümü akıtsam aklarımı avuçlarına, Bağışlamayacaksın bilirim. Yalvarmalar boşuna ve boşuna yolları gözlemeler En çok da severken yakıyor bu ayrılıklar. Keşke bir içimlik zehir olsaydın kadehimde, dudağıma dokunan Ve bir hikayemiz olsaydı asırlarca okunan. Leylâ ve Mecnun’u aştığımızı düşlerken. Bir tokat misali suratıma çarptı sözcüklerin. Sensiz ölmeyi bile beceremedim. Yaşıyorum işte, biraz daha eksilerek her gidenin ardından. (Eylül artığı bir vakitti) Emine Genç |
Ve bir hikayemiz olsaydı asırlarca okunan.
Leylâ ve Mecnun’u aştığımızı düşlerken.
Bir tokat misali suratıma çarptı sözcüklerin.
Sensiz ölmeyi bile beceremedim.
Yaşıyorum işte, biraz daha eksilerek her gidenin ardından.
HAYAT ACIMASIZDIR AYAKTA DURMAK ZOR KALEMINE SAGLIK GUZEL BIR ESERDI SAYGILARIMLA...