Bir Rüzgar Gibi
Rüzgarın ardından gelen sessizliği işittim,
Yavaşça kaybolan bir zamanın içinde. Kırık bir dalda, kırgın bir kuşun kanadı, Beni bekleyen bir şey var mı, diye sordum. Toprağa karışmış bir sonbahar rengi, Bir yudum su gibi, bir ömrün içinde kaybolan. İlkbaharın sabahı uzak, ama bir adım önde, Ona giden yolu arıyorum, ne de olsa. Her kelime bir sonbahar yaprağı gibi düşer, Fısıldayarak kayar, silinmeden. Bir gün, belki bir sabah, yeniden buluruz, Bizi bekleyen yolu, birbirimize doğru. Bazen bir yıldız, bir yansıma gibi parlar, Öylesine uzak ama içimde hissettiğim. Aşk bir nehir gibi akar, zamanla kaybolan, Ve suyun sesinde kaybolur her soru, her cevap. Sesler kaybolur, ama izler kalır, Dünya dönerken, biz bir anı ararız. Her an, bir öyküye dönüşürken, Aşk, bir rüzgar gibi geçer, ama bırakır bir iz. Bir ağaçta yalnız kalan bir yaprak gibi, Zamanla sararan ama solmayan. Aşk, ne bir başlangıç ne de bir bitiştir, Sadece bir yolculuk, her adımda bir yeni renk. |