GÜLÜŞÜ YETER 💞Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ŞİİR VİDEOSUNDAKİ
Ay Dîlberê Şarkı Sözlerinin Türkçesi Bağımda kış oldu Dilberim gülistan zamanında Soldu gül, bağ ve bostanım Viran olmuşum, evim yıkıktır Ey Dilber, sen inleme Feqiyê Teyran artık ihtiyardır Çok halsiz ve çok hastadır. (NAKARAT) Sen hem gülsün hem reyhansın Sen hem dertsin hem dermansın Hem hekimsin hem Lokmansın Viran olmuşum, evim yıkıktır (NAKARAT) Ey Dilber sen bilirsin Çiçekler açtı dağlarda, yukarılarda Bülbül sordu, "Feqî nerede?" diye Viran olmuşum, evim yıkıktır (NAKARAT) Süphan yalnız senin adındır Bir benin var, gerdanında Beni delirttin, dünyaya saldın Viran olmuşum, evim yıkıktır. (NAKARAT) Söz: Feqiyê Teyran Müzik : Aram Tigran
|
Gördük bir kere ela gözleri…
Hele uzaktan salına salına gelişi var ya…
Hele hele bin bir cilve ile gerdan kırarak yürüyüşü var ya…
Ya o, inansın ruhunda fırtınalar estiren, gönlünde depremler yaratan gülüşü…
Daha ne ister insan, böylesi ‘yar’dan başka…
…
Çeşme de kalmadı eskisi gibi…
Eskiden çeşme başları, heyecanın zirve yaptığı yerdi. İnsanı için için yakan; görünüşte ürkek, çekingen, utangaç, söz söylemeye cesareti yokmuşçasına tavır sergileyen, lâkin bütün içtenliğiyle, sıcaklığıyla konuşmak isteyen o ela gözlü, o hoş bakışlı, o hoş gülüşlü maşuk olmuş veya olmaya aday, aklı baştan alan, yürek depremi yaratan güzeller de sanki yok oldu.
Bir hayal penceresinde görünen sahte boy pos, sahte kaş göz, sahte gülüş ve bin bir çeşit hileyle, yanıltmayla, algıyla sahte sıcaklıkla uzaktan uzağa, avcılık yapan yalancı aşklar, âşıklar türedi(!)…
…
*[Gelişi para, para, para…
Gülüşü para, para, para…
Bakışı para, para, para…
Soruşu para, para, para…
Var mı ev, araba?
Aşk da para, iş de para, eş de para…
Sağım para, solum para, her yanım para…
Haliyle sohbet de para…]*
…
Gönül vermelere, gerçek sevmelere, özlemelere, manilerle - türkülerle haberleşmelere, selam gönderip hatır sormalara hasret kaldı aşklar.
Uzakta uzağa da olsa, derinden derine bakan ela gözlerin verdiği ilhama hasret kaldı şiirler.
Yumuşacık bir el gibi yaralı gönüle dokunan ufacık bir tebessümün merhem oluşuna hasret kaldı şairler.
Söylenemeyen sözlerin, ilanı yasaklı kelimelerin, şarkısı, türküsü dilden düşmeyecek namelerin içten içe feryadını, kendi ruhunda kendince duyan müptela (platonik) âşıkların, aşk girdabına kapılıp pervane misali döne döne yanan âşıkların cefası sanılan sefasına bigâne kaldı aşklar ve âşıklar.
.
İlhamınız samimi, sıcak, içten, sevda yüklü kervanlar dolusu olsun değerli Şükrü Atay Bey.
Böylesi güzel güzellemeler yazın hep.
Sevgi, saygı ve selamlarımla…
Hikmet Çiftçi
16 Kasım 2024