NANKÖR EVLAT DESTANI
NANKÖR EVLAT DESTANI
Evlada bak kızmış küsmüş babaya, Babasına baba demek ar imiş… Öfke kusmuş yetmiş yıllık çabaya, Villası yok kaldığı ev dar imiş… Yüz dönüm ne çok az tarla bırakmış, Bağ bahçeler evden bir mil ırakmış, Baba reis kendi hala çırakmış, Baba ölse düğün bayram var imiş… Verdiği ne her yıl yıllık zahire, İlçede de yapmış üç tek daire, Bizim değil niye Bağdat Kahire, Babasına şehir üzüm nar imiş… Küçük yaşta öksüz kalmış babası, Bu mal mülkte yetmiş yılın çabası, Elde yaba sırtta varmış abası, Evlada ne köyde kalmak har imiş… Şirket gelmiş kuyu vurmuş tarlaya, Petrol çıkmış hem parlaya parlaya, Evlat ister parasını zarlaya, Para erir güneş vuran kar imiş… Deniz görmüş sürmüş tekne lüks yatı, Boğar olmuş köyün durgun hayatı, Taze ekmek varken yemez bayatı, Bir gün önce köyden kaçmak kâr imiş… Ev toprakmış hem de kerpiç duvarmış, Alt kat dolu küçük büyük davarmış, Traktörünün koltuğunda dert varmış, Şehir güzel bütün kızlar yâr imiş… Yoğurt sütmüş kovan kovan arıymış, Mercimekmiş buğday arpa darıymış, Lor çökelek yumurtalar sarıymış, Evlada ne tüm marketler gar imiş… El çalışsın evlat yermiş parayı, Bar pavyonda atarlarmış narayı, Güzel kızlar sararlarmış yarayı, Şehir renkli bol ışıkmış far imiş… Cantekin der; evlat atmış vicdanı, Boşalt diyor avucuma cüzdanı, Takı ile donatacak Vildan’ı, Dostu kızmış bu da ahu zar imiş… |