ALIŞAMADIM
Nasıl geçti anlamadım, sekiz yılım Ankara’da
Daha önce yaşamıştım, yabancı değilim burda Sıradan bir şehir değil, başkentlik ediyor yurda Buna rağmen bilmiyorum, bir türlü alışamadım. Memur şehri demişlerdir, yıllar yılı Ankara’ya Sosyallikten bihaberler, hepsi girmiş bir havaya Bu nezaket, görgüsüzlük, yakışmıyor Ankara’ya İşte bu yüzden dostlarım, bir türlü alışamadım. Halini-hatrını sorsan, yüzüne bön bön bakıyor Bir suç işlemişsin gibi, kızgınlık tavır takıyor Çalımı boyundan büyük, cakası bin bir satıyor Kimlik sorunlu yüzlere, bir türlü alışamadım. Hepsi böyle değil elbet, iyiler çok azınlıkta Her gün karşılaşıyoruz, cadde, sokak ve durakta Gülümsemeyi unutmuş, sanki kalmışlar Araf’ta Şehirli mi, köylüler mi, bir türlü alışamadım. Herhangi semt pazarına gidip, memnun dönen var mı? Verdiği paraya değer, meyve-sebze alan var mı? Çürük-çarık verdin diye, hesabını soran var mı? Kul hakkı ortadan kalkmış, bir türlü alışamadım. Ekizoğlu, bundan sonra; rahat bırakmazlar seni Halkımın gözü, diliyim; susturamaz kimse beni Tespitlerim ve sözlerim, gördüklerimin röntgeni Güneş balçıkla sıvanmaz, bunu ben anlatamadım Görüp, görmezden gelmeye; bir türlü alışamadım. Ankara, 20.10.2024 |