Küller ve ToprakGözyaşlarıyla yıkanmış toprak, Tüm renkleri silmiş, tüm sesleri boğmuş, Sonsuz bir gecede kaybolmuş gibi, Her şey karanlığa bulanmış. Kim bilir, kimlerin açgözlü elleri, Toprakları bölüp umutları çalmış? Bir kalp, bir yürek yetmez mi sarmaya, Dünya dediğin küçücük bir avuçmuş. Oysa barış suskun durur köşede, Kırık kanatlarıyla göğe yükselir, Ve biz o uçsuz kavgada unuturuz, Sevgiyi, dostluğu, tüm yeminleri. Bir toprak parçası uğruna, Ne çok can düşer yere, solgun bir yaprak gibi, Bilmez mi, bilmez mi açgözlülüğün sesi? Her yangın sonunda kendi külünü yutar. |