İNSANIM
Ay ışığı vurur yüzüme
Sokakları dolaşıyorum, kaç gecedir Kelebeğin çırpınışındamı umutlar? Yoksa, bir arının peteğin demi? Yüzyıllar ötesinden gelmişim sanki Sığamıyorum kanıma, taşıyorum Bir su kenarında büyümüş, ebem gümeci Rüzgarın ritmi ile, sallar başını sağa sola Bazen ruhum gibi dinginleşir durur öylece Dağlarda sürüler kekik yayılır Bir uçtan bir uca, kırlarda neşeli Hayat yolundayım Bazen bir taş çıkar önüme Takılır ayağım sendelerim Derinden sarsar sanki beni Korkarım, düşerim diye Derim sabret, buda geçer hele Gerçekle hayaller birbirine girer Çare arar belki, çareyi bulur insan Ölümün soğukluğu, bazen sıvazlar sırtımı Fısıldar kulağıma, ürperirim Yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide Kimi zaman sürer gider Kimi zaman, ölmeden bile durur yaşam Zaman İnsana mı, insan zamana uymalı? Saatler umarsız işler, bazen hızlı bazen yavaş Leylekler yelken açtılar, yeni vatanlarına Kırlangıçlar, belki onlarda yoldalar Ruhumda, üşüyünce gidebilse Göçmen kuşlar gibi, sıcak ülkelere Bir gül demeti ver yetime Bir sıcak tebessüm Döner başım, döner Değirmen gibi Kendimi ararım, kendim içinde Sanki bir okyanus Sanki bir deniz yüreğim Kabardıkça kabarır Köpürdükçe köpürür Sonra sakinleşir durulur Duyulmaz serzenişlerim Feryat figan duyulmaz ahım Tatlıyı, ekşiyi acıyı Sevinci neşeyi kederi yaşayan Bende sizler gibi Etten kemikten bir insanım... Cengiz AKSU |