TÜKENDİK BİZ
Son şarkıda kahır çektik,
Son arzuda kanat çırptık, Son nefeste bitkin düştük, Pınarlardan sular içtik, Acı histe tükendik biz. Sustu şahitlik edecek diller Serçe yürekli dev adamlar, Çil yavrusu gibi serpilmiş olanlar, Kaldırımlara dağılmış canlar, Deste deste tükendik biz. Son tren de gözden kayboldu, Uzaklardan çakal uluması duyuluyor, Sırtımızda dağ vardı! Sırtımızda dağ! Biz herkese yakındık! Herkes bize uzağ! Son nefeste tükendik biz. Son güller de solmakta bahçemizde, Hazan başlıyor gülşen de git gide! Terk edip gidiyor turnalar mahşere doğru, Sazendenin tellerle muhabbeti tadında. Hıçkırıyor rüzgâr dokunaklı sesiyle. Yağmur damlasıyız saçının telinde, Kulak seste tükendik biz. Son demde unuttu dostlar bizleri, Ne arayan, ne soran var ıslak gözleri! Oysa biz yetiştirirdik al-yeşil gülleri, Emircan severdik huzurlu gönülleri, Bulut sarmış yağmuruyla tepeleri, Can kafeste tükendik biz. 13.9.2024 Emir Şıktaş |
Arslanlar kahrın pençesinde adeta inliyordu.
ve kulakları çınlatırken saksağan sesleri
Bülbüller yuvasında yutkunup duruyordu..
böyle bir handikap içerisinde bizler..
yine de hayata tutunmaya çalışıyorduk..
hayatın sonlarında unutsa da dostlar bizi
yine de yemyeşil bahçelerde geziniyorduk..
duygularımıza tercuman olan bu nadide şiirinizi tebrik ediyorum kıymetli hocam..
selam ve saygılar..