Şiirde Sanatlar
1-Cemal aslan gibi cesur:
Tam benzetme 2-Teşbihi Beliğ güzel benzetme: Aslan cemal 3-Benzetilen veya sadece benzeyen verilirse istiare denir Cesur insana Aslan Kurnaz kişiye : Tilki istiare yapılmıştır İstiarenin Yalnız üç türü vardır: 1-Kurban olam kurban olam Bebek kuzuya benzetilmiştir a)Beşikte yatan kuzuya bebekte kuzuya benzetilmiştir. Bir derya kuzusu tuttum Yanlız kendisine benzetilen kullanarak yapılan benzetmedir Ancak söylenilmemiştir Burada kuzu söylenerek açık istiare yapılmıştır Ağaçlar son baharda elbiselerini soyundu Kendisine benzeyen yapraklar söylenilmemiştir Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Burada ak saçlar kara benzetilmiştir Benzetilen saç söylenilmemiş Yalızca kendisine benzetilen kar söylenilmiştir. 1-Tekerlekliler yola bir şeyler atıyor. Bu cümlede tekerlekler insana benzetilmiş Kendisine benzetilen söylenmemiştir Bu nedenle kapalı istiaredir 2-Ufukta günün boynu büküldü Güneş insana benzetilmiş Yani kendisine benzetilen söylenmemiştir 3-Beni bir dağ da buldular Kolum kanadım kırdılar Dolaba layık gördüler Derdim vardır inilerim Dolap söylenmiş kendisine benzetilen insan söylenmemiştir. 4-Ali kükreyerek düşman üstüne yürüdü Ali aslana benzetilmiş ve aslan söylenilmemiş Artık demir alma günü gelmişse zamandan Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol Ölüm benzeyen gemiye benzetilmiş Bir dizi benzerlik yönleri sıralanmış Yanlız sessiz gemi anlatılak şiir tamamlanmıştır DEYİM AKTARMA: 1-Ayağını giy (Ayakkabını giymeniz istenir) İç ve dış ilgisi kuruluyor 2-Ünlü raketler Avrupa’dan döndüler (Ünlü tenisçiler Avrupa’dan döndüler demek isteniyor.) 3-Dalgalan sen de şafaklar ey nazlı hilal Hilal bayrağa benzetilmiş parça bütün ilişkisi kurulmuş BİR SÖZCÜĞÜN YADA SÖZÜN HEM GERÇEK HEM DE MECAZ ANLAMINI DÜŞÜNDÜREREK SÖYLEME: -Asıl geçerli olan mecaz anlamıdır. Ey benim sarı tamburam -Sen ne için inilersin -İçim oyuk derdim büyük Ben onüçün inilerim BİLMEZLİKTEN GELME SANATI: 1-Nereden çıktı bu cenaze ölen kim? Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar Şairin bozulmuş bahçeler görmesi tabidir Mecazi anlamı ise Şairin bir çok kimse öldükten sonra yuvaların dağılmış olmasını görmesidir. 2-Şu karşıma göğüs geren taş bağırlı dağlar mısın? Burada hem gerçek hem de mecazi anlam kullanılmıştır. Alinin yalanı ortaya çıkınca yüzü kızardı (Gerçekten yüzü kızarmış hem de utanmış) TAŞ BAĞIRLI SÖZÜ: Hem dağların bağrı taştan olduğundan gerçek anlamlıdır Hem de ACIMASIZ anlamı içerdiğinden MECAZ anlamlıdır. KONUŞTURMA SANATI: Sazım bana küstü senin yüzünden bulutlar göz yaşı döktüler BÜLBÜL: Senin nazını çekmem diyordu güle. Bülbül naz çekme özelliği ile kişileştirilmiş hem de insanlar gibi konuşturulmuştur. GÜĞÜM bir gün testiye yola çıkalım dedi. (Burada kişileştirme ve konuşma sanatı vardır.) Yüce dağlar bir birine göz eder. Rüzğar ile mektuplaşır naz eder. Kişileştirme Teşhis yapılmıştır. İçmiş gibi geceyi bir yudumda. Göğün mağruş bakışlı bulutları Salındı bahçaya girdi Çiçekler selama durdu Mor menekşe boyun eğdi Gül kızardı hicabından (Burada kişiselleştirme var.) Konuşturma kişileştirme Ağaçlar artık sırtlarından Kürklerini attılar Fakat Henüz sabahları serince olduğundan omuzlarına sislerden bir atkı atıyorlar. (Dağlar sırtında kürk olan bir insana benzetilmiş. Dağlar insan gibi düşünülmüştür.) Artık dağlar sırtlarından kürklerini attılar derken dağlar sırtında kürk olan bin insana benzetilerek kişilik kazandırılmış yani İnsan gibi düşünülmüştür. 6-İĞNELEME SÖZ DOKUNDURMA: -Söyleyen sözün ya da kavramın gerçek ya da mecaz anlamı dışında tamamen tersini anlatma sanatıdır. Bir başka deyişle Birini küçük düşürmek Onunla alay etmek yada iğnelemek için sözün ters söylenerek amacımızı belirtmedir. ÖRNEK: Randevusuna gelen kişiye Aman ne kadar erken geldiniz? Diyerek onu iğnelemiş oluruz Bir kişinin tembelliğini anlatmak için de Bu ne çalışkanlık! Saat onda kalkıyorsun dersek iğneleme yapmış oluruz. Ben her gittiğim köye kız tavlıyordum. Onun için 3 yıl hapiste yattın maşallah ANLAMLA İLGİLİ SANATLAR: Bir sözcüğün ya da bir biriyle anlam ilişkisi bulunan sözcüklerin gerçek anlamlarıyla yapılan sanatlardır. 1-Uyum Uygunluk Sanatı: Anlamca bir birine uygun, bir biriyle ilişkili sözcüklerin bir arada bulunması sanatıdır. -DİVAN EDEBİYATINDA Sıkça -HALK EDEBİYATINDA DA: Seyrek baş vurulan bir söz sanatıdır. Yine bahar geldi BÜLBÜL sesinden SADA verip SESLENDİN Mİ yaylalar Çevre yanın LALE SÜMBÜL bürümüş Gelin olup SÜSLENDİN Mİ yaylalar Bu dörtlükte kullanılan "Bülbül, sada, seslenme Bahar, bülbül, lale, sümbül, gelin olma, süslenme, Sözcükleri anlamca birbiriyle ilişkili olduğundan (Uyum uygunluk sanatı yapılmıştır) Deli eder insanı bu DÜNYA Bu GECE bu YILDIZLAR bu koku (Gece, yıldızlar, dünya ve ay anlamca bir birine yakın) Bu tepeden tırnağa ÇİÇEK açmış ağaçlar Büyük harflerle yazılan kelimeler anlamca bir birine yakın kurularak TENASÜP sanatı yapılmıştır. 2-ÇİFT GERÇEK ANLAMLI: Bir sözcüğün bir beyitte, bir cümlede BİRDEN ÇOK GERÇEK ANLAMI SEZDİRECEK BİÇİMDE ve yakın anlamdan çok UZAK ANLAMI KASTEDİLEREK kullanılmasıdır. BİR BAŞKA DEYİŞLE Sesteş SÖZCÜKLERİN birden çok anlamıyla kullanılmasına denir. Gül yağını ELLER sürünür çatlasa bülbül Eller: Organ adı Eller: akraba olmayan uzaktan insanlar anlamında kullanıldığı için çift gerçek anlamlı sanatı yapılmıştır. ÇİFT GERÇEK ANLAMINDA Kimi zaman sözcüğün yakın anlamı söylenip uzak anlamı da anlatılabilir. Hava da yaprağa döndürdü RÜZĞAR beni(yel ve zaman) Anlamında kullanılarak (ZAMAN) kavramı kastedilmiştir. Bu kadar şetafet çünkü sen de var Beyaz gerdanında bir de BEN gerek Bu beyitteki "BEN" sözcüğü hem "Deri üzerinde ki siyah noktacık iz" hem de söyleyen kişinin yerini tutan "BEN ZAMİRİ" anlamına gelebilecek biçimde kullanıldığı için yapılmıştır KİNAYEDEN AYRILAN YÖNÜ İSE: Anlamın mecazi olarak kullanılmasıdır. Yakın ve uzak anlamda gerçek anlamlıdır Saçında toka olam gerdanında ben.C.Ç xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx Kelp: Köpek->Sözlük anlamı Kelp: Edebiyatta Rakip anlamındadır Bana Tahir efendi kelp(Köpek) demiş İltifatı bu sözde zahirdir Maliki mezhebim zira İtikadımca kelp "TAHİRDİR" Kelp: Köpek Tahir efendi gerçek anlam Burada "Tahir" sözcüğü tevriyelidir Hem "Tahir Efendi" hem de "Tahir" sözcüğü "Temiz anlamında" kullanılmıştır. ŞAİR: Asıl Tahir Efendiyi kast etmiştir 3-BİLMEZLİKTEN GELME SANATI: Bilinen bir gerçeği bir nükteye, dayanarak bilmiyormuş gibi söyleme sanatıdır. (Espiri, ince anlamlı şaka, söz) Ey Şuh! Nedima ile bir seyrin işittik Tenhaca varıp Göksuya ,işret(Yiyip içme) var içinde . Şair NEDİM Göksu da sevgilisiyle yiyip içtiğini, eğlendiğini bildiği halde bilmiyormuş gibi görünerek sanatı yapmaktadır. Gök yüzünün başka bir rengi de varmış Geç fark ettim taşın sert olduğunu Su insanı boğar, ateş yakarmış Her geçen günün bir dert olduğunu Her geçen günün bir dert olduğunu İnsan bu yaşa gelince anlarmış C. Sıtkı TARANCI Bu dizelerde Taşın sert olduğunu, Ateşin yakacağını ve suyun boğacağını bildiği halde Şairin bunların anlaşılması için "Bu Yaş"(otuz Beş) Yaşını şart koşması Bildiği halde bilmezlikten gelmesidir. GÜZEL ŞEYLER DÜŞÜNDÜRMESİ NEDENİNE BAĞLAMA Güzel Şeyler düşünelim diye Yemyeşil olmuş ağaçlar. Ağaçların yeşil oluşu doğal bir olaydır ancak bu dizelerde şair, ağaçların yeşil oluşunu insanlara güzel şeyler düşündürmesi için bağlamıştır. Işık: yol gösteren, aydınlatan kimse Yol gösteren bilgilendiren kişi. |