kadife ölümler
bu kızıl meydan
tüm korkunçları alkışlıyor ve peşi sıra rüzgar bir ekim yıldızını selamlıyor herkes olmalı her şey akrepler ve çocuklar bile hüznün yanına yaraşır bir geçiş olmalı önce ve sonra eller cepte değil olmaları gereken yerde seni bulamıyorum sen de olmalısın bir türlü isim koyamadığın şu yaşlı kedin de olmalı biliyorsun ben onu bruce wayne, diye çağırıyorum ödünç aldığım derinin içinde üşüyorum bu idareden zaman bu fiyasko talan nefesimin hükmünü ne günümü kurtaramıyor ki hala inandığım bazı sesler var ne tasviri zor gemiler ve öyle garip yakamozlarla hiçbir yere varılmıyor .. at arabaları geçse camdan hazır mevkiler değişse kar yağsa koridorlar uzarken fırtına seyrinde herkes kuşkularını kanatsa sen dünyanın bütün meydanlarında fotoğraf çektirmiş olsan mesela ne iyi olurdu ne mazi olurdu ama ne deli saçması ve ne kadar güzel ve smokinimin üstüne kan damlamayınca ne kadar adaletli oluyor her şey huzurun gümüş neşesini kaçırıyorum o kalemler bizim deliliğimizi yazmayınca en fazla zamanın, boş ve kırılmış bir zamanın içinde seni bekliyorum siyah beyaz ve biraz kırılgan ol istiyorum geçmişin bol olsun nasıl olsa bu gece üzülmeye gelmedi mi herkes buraya ah, evet herkes burada eski melek arkadaşlar eski katiller yaraları kapanmayan atlar her sözlerine üç nokta yan yana isteyen şairler herkes birbirinin kadife nişan hattında gece sönüyor herkesi arkamda bırakıyorum ekim yıldızı takip ediyor beni nereye gittiğimi en iyi o biliyor benden de iyi parmak hesabıyla bi kaç gün vardı heyecanlıydım herkes olmalı demiştim ama artık bi anlamı kalmadı ... |
bu devirde boncuktan kuşlar kabul etmek saçma elbette
ama saçmalığını da sevebilmeli insan, değil mi
bu şiirle, nice ekimlere sayın Emre Varışlı