Hüzün Evi
Yalnızlık hasretin son raddesinde
Hüzünlü çehresi pirden ihtiyar Bir ömrü gizlemiş kısık sesinde Umutsuz evlattan yârdan ihtiyar Bakışlar karakış hislenmiş gayri Sabrın boğumuna yaslanmış gayri Acı tebessümle süslenmiş gayri Vazgeçmiş eşyadan vardan ihtiyar Mecalsiz bakışlar kimin vebâli Heyhât eden bulur hicran ahâli Vefasız Ayşeler duygusuz Ali Boynu bükük mahzun nurdan ihtiyar Edep saygı erdem dâva hece ne Sıkıntı gam acı keder gece ne Düşkünler evine kimler gücene Ağlar bebek gibi birden ihtiyar Nerede evlatlar mevt olmuş kayıp Ne bir vefa kaldı ne de sıdk, ayıp Çekirdek bozuldu her şey acayip Yaşlı dünya kopmuş “bir ”den ihtiyar Dua tomurcuğu torunlar derken Kapıya koşarlar her sabah erken Huzurevi züldür evlat var iken Ahları gizlemiş ardan ihtiyar Şefkat merhamet mi hak mı niyetin Hüzün evlerinde huzur pek çetin Eseridir "mim’siz medeniyetin" Kovulmuş yuvadan yerden ihtiyar Ziyarete gidin tecriti giyin Hürmeti boş verin, gidin ‘öf’ deyin Hüznünü tadınız itilmişliğin Bir gün haber verir sur’dan ihtiyar Huzur evlerinde musalla eri Hazzetmem bu sözü öteden beri Evin başköşesi onların yeri Vazgeçemem senden serden ihtiyar Yaşayan bahtiyar yazan bahtiyar Ömer Ekinci Micingirt |