DÜNDEN BUGÜNE
DÜNDEN BUGÜNE
Sanki daha dün gibi, el değmemiş kırlarda, İnsanlar doyasıya huzuru yudumlardı. Bereket fışkırırdı, kimse kalmazdı darda, Eller göğe kalkınca gökten yağmur damlardı. Sarmaşıklar bürürdü asırlık ağaçları, Cennet miras kalmıştı cedlerimizden bize. Mutluluğun rüzgârda uçuşurdu saçları, Maziden güç alarak yürürdük atimize. Doğanın kulağına Allah denirdi önce, Türk soylu bebeklere bir Türk adı konurdu. Durup selam verirdik al bayrağı görünce, Bayrak için can vermek, her Türk için onurdu. Gece erken yatardık geç kalkmaktan korkudan, Uyurken üstümüze gökten rahmet yağardı. Seherde gerinerek uyanırdık uykudan, Güneş bile ufuktan bizden sonra doğardı. Büyük küçük yaylada özgürce dolaşırdık, Avuç avuç içerdik kaynakların suyundan. Vadilere inerken atlarla yarışırdık, Serde çocukluk vardı, vazgeçmezdik oyundan. Ezanlar temizlerdi beş vakit ruhumuzu, Kimseler konuşmazdı kimselerin ardından. Beraber dolaşırdı ormanda kurtla kuzu, Cinnetin kılıcını çıkarmazdık kınından. Darda kalana koşmak görevdi üstümüze, Gündüzleri çalışır, gece fakir arardık. Çoğu yetim çocuklar bakardı yüzümüze, Açları doyururduk, yetimleri sarardık. Türkoğlu kâbus mu bu? Kurudu gövde yaprak, Dertler göğe ulaştı, hüzünlendi bulutlar. Söyle ne oldu bize, nefessiz kaldı toprak, Lâkin gönül yurdunda hâlâ canlı umutlar! YAŞAR ÖZKAN (Türkoğlu) 30 Temmuz 2023 Antalya |