İçimi KemirenBaşucumda dünden bir kaç akıl kırıntısı var. Akla yatan düşüncelerim yenilmiş, yemişler. Bugün, hayır, hayır, hemen şimdi, ne yazarsam kâr Bir kuş misali söz uçar yazı kalır demişler. Öyle yaptım, kâğıdı gördüklerimi dokudum. Göze çarpan hatalar sökülmeyince kızılmış. Bir çare, tarihi iz bırakanları okudum. Oysa yazılması gerekenler çoktan yazılmış. Coğrafya aynı coğrafya, mekansa aynı mekân Yazanı baktım, üzerinden çok seneler geçmiş. Kurutulmuş, o suyun beslediği körpe fidan. Köprünün altından akan suyu kim, niye içmiş? Tozlanan, elime aldığım kitap mı ben miyim? Dokunduğum bu katı nesne kapak mı kalbim mi? Kırılan yaprakları inciten zalim can mıyım? Meşru kılıp savunduğum cehalet mi harbim mi? Dedim ya yazılması gereken çoktan yazılmış. Söylenilmesi gerekenler evvelce söylenmiş. Deseydim içini kemiren vaktinde sezilmiş. Hep birlikte, şuursuzca tüm idrakler paylanmış. |
Değerli kalemdaşım güzel yürekli dost,
Sözlerini büyük bir beğeni ile okudum,
Okur iken keyif aldım sizi ve kaleminizi,
İçtenlikle kutlar esenlikler dilerim.