Yokluğun
Günbatımında solgun güneş pencereme vuruyorken.
Uzaklarda bir şarkı çalıyor eskilerden. Kulağımda tanıdık dizeler yankılanıyorken. Gözlerimde hayalin canlanıverdi. Terk edilmiş bu sahil kasabasında. Zeytin ağacımın yaprakları bir bir soldu . Yokluğun gelir aklıma boynum bükülür . Körfezin serin tuzlu sularında . Çakıl taşı sektiriyorum saymadan. Elim kolum bağlı kıyında umutsuzca dolaşıyorum. Yüreğime düşürdüğün ateş bedenimi yakıyor. Parmaklarım hiç olmadığı kadar nikotin kokuyor. Güneşte senin gibi beni acımazsızca terk etti . Karanlık şehrin üstüne çöküyorken. Yalnızlığım sessizce etrafımı sarmakta. Gecenin karanlığında gözlerim Gökyüzünde yıldızımızı arıyor. Umutsuzca ellerim uzanır boşluğa . Sahil sessizliğe çekilmiş Serin yaz akşamı kayalıklar suskun. Sarı çiçeklerinin boynu bükük papatyalar kurudu. Karşılık beklemiyorum artık sessiz duvarlardan. Söylediklerim odada yankılanır sensiz. Gecenin ayrılık saatinde içim acıyor. Resimlerine bakınca göz yaşlarım akar durur. Beni terk ettiğin kayalıklardayım. Üşüdüm, bedenim titrek. Ellerim kimsesiz garip aşık. 0Gün ağarırken bedenim yorgun. Sahildeki martılar uyanıp kanatlandı. Gidiyorum bu şehirden sesiz. Ellerim ellerinden uzakta yapayalnız. Zindan oldu tanıdık sokaklar. Zeytin gözlüm sensiz canım acıyor . Öpüyorum ayrılığın gözlerinden. Acım yüreğimde sevdamı alıpta Bu şehirden sessizce çekip gidiyorum. Eyyüp Balta Gemlik |