Gün-Aydın ben
Gün/Aydın ben ....
Saat sabahın altısı ve gün ışıklar kendini nimeten saydıklari saatlerdi odamın tavanla tam boy hizasında bir tütün kokusu var sadece .. Saatler ilerliyor rüzgarda savurlan yaprak misail bir şarilik pencereden içerime uzatır kafasını tek başına değilim kağıt üzerine karaladığım her cümle ile sevgisine aç birini doyuruyorum Hey kalbim !... yazın gelişi ne harika şey pencere diplerine kadar uzunır ıhlamur ağaçları ve perçemi küt kesilmiş yabani otlara bir sözüm yok Varla yok arası dudağımda keyfili şarkı notları her şey öyle çabuk acısına alıştı ki mahtem mahtemi getirdi Sakalı ağırmış sesizlik son zamanlarda avuçlarının içinde güvercin beslemekle meşgül olsa da bir sesin kulak dipine diz çökmesini insan bekliyor Çıktım ben beni sevme zahmetinden yıkık omuzlu evlerin pürü pak aşkları gibiyim ne değişti hayat sorgulmam da derseniz iki ayağı halen suda olan bir şehir İstanbul gibiyim kalabalık kalabalık düşülüyor peşime Sesim yükselik korkusunu yene dursun dokuz ay karınımda taşıdığım hayallerim halen uykuda Ne işim var bütün gün kendi ateşinden ısınıp sonra küllerini selamlayıp Nil nehrine atan o adamların ayaklarının tam altında değil mi? Bir taş ile iki kuş vurma hikayesine inat odamın içerisinde tek dönüyor olmanın sevincide olsun yani her sabah yeşil gözlerinde hürmetle öpmek gibi .yeni den yeni den sevilmek gibide olsun seni... 28-05-2024 İSt.... zaralican |
alperenim tarafından 12.7.2024 14:19:06 zamanında düzenlenmiştir.