zamane
tuz buz oldu
ince ince işlenen zaman ötesi bir devin ayak izleri çukurlar tohumlar için değil kayıp bir cennet incelik gövdeleri var gözleri yok dilsiz annelerden doğuyor sözcükler paramparça oldu ilmik ilmik örülen zaman kendi kendini kemiren kurtlar misali arşınlayarak suları ve dağları yalansı bir ışık zehirleyip geçti bütün çiçekleri dönüp durdu zaman kamburunda kıymeti bilinmemiş nice parlak taş çukurlar gömüler için değil uç uça eklendi fermanlar düşünmek yasak artık birini birbirini hiçbirini hulyaperest (yirmiyedimayıs2024) |