YOLLARI TAŞLI, GÖZLERİ YAŞLI ANKARA!
Türkler için, Ankara!
Kurtuluş savaşında çarenin mululuk beklentisi idi, özgürlük! Cihan Savaşında talih, Türk halkını bir cellat gibi vurdu yüreğinden... Mazlumlar ateş, kan ve barut sarmalında... Yalnız kalmıştı sanki, esaret ülkesinde... Koca Dünya’da Tek başına, kalmiştı, Ankara ve Türk insanı... İki kader mahkumu gibi... Savruluyordu, bir hiçliğe... Öylesine, imkansız bir sevda çölünde... Yanlız ve tek başına... Ankara, Anadolu da, Umutlarla parlayan ay ışığında bir yıldız gibi idi... Kimine göre, Mustafa Kemal kabus dolu, rüya bahçesinde... Bütün umutları yok ediyordu... Dünyayı maf eden, insanlığı kahreden o, zehirli İngiliz sömürü sarmaşığı... Tam herşey bitti, ümitler yıkıldı derken! Samsun’dan Mustafa Kemal ile birlikte, bir güneş, bir ümit ışığı doğdu... Ve sonra Anadolu’nun kalbi Ankara’dan bir özğürlük rüzgarı esti, efil efil... Oysa, halk! Sessizlik içerisinde, çaresizliğe düşen bir hayal kadar sefildi! Ankara ve Mustafa Kemal ile canlandı... Anadolu’nun saf, solmuş gül yüzlü, halkı! Anadolunun bozkırın da... Yalnızlığa terk edilmiş fakir, gönlü zengin unutulmuş Ankara’sı... Kurtuluş savaşında çarenin mululuk beklentisi idi, özgürlük! Cihan Savaşında talih, Türkü bir cellat gibi vurmuştu yüreğinden... Mazlumlar perişan... Ateş, kan ve barut ülkesinde... Ankara ve Türk insanı... İki kader mahkumu... Kimine göre Mustafa Kemal, imkansız bir hayal peşinde... Develeniyor, sevda çölünde... Oysa Ankara Umutlarla özgürlüğe, parlayan ay ışığında bir yıldızdi Mustafa Kemal... Kâh kabus dolu, rüya bahçesinde... Başaracaktı bu inkansızlıkta... Her şeye rağmen, Dünyayı maf eden! O, insanlığı kahreden, zehirli İngiliz sarmaşığı ile... Tam herşey bitti... Ümutlar yıkıldı derken! Samsun’dan bir ümit ışığı, bir güneş doğdu... Ve arkasından Anadolunun kalbi Ankara’dan bir özğürlük rüzgarı esti, efil efil... Oysa, halk! Sessizlik içerisinde, çaresizliğe düşen bir hayal kadar sefildi! Anadolu’nun solmuş gül yüzlü, halkı! Anadolunun bozkırın da tek başına... Yalnızken fakir, gönlü zengin unutulmuş Ankara’sı... Türk’ün tarihten gelen özğürlük için cesaret abidesi... 23 Nisan da Açılan meclis ile Anadolu’nun kalbi... Özgürlüğün yolu... 29 Ekimde Ankara oldu... 27 Aralıkta Anadolunun bağimsızlık yelpazesi... Cumhuriyetle birlikte Özgürlük hasretinin o, en uzun ve en güzel, en taze mutluluğu oldu... Bağimsız Meclisinde Hâlâ dalgalanıyor, Türk ulusunun özgürlüğün mutlu gururu, Aydızlı bayrağı... Geçmiste, ingiliz şeytanın yurdum üzerindeki özgürlük güneşini tamamen kapatmaya çalışan karanlık emeli... Ama, hep Inaçla, güçlenmiştir, mahsum Türk neferinin ruhu... Uyandı o, zaman! Yıllardır unutulmuş, ihmal edilmiş Türk halkı... Yoksulluk, olmuştu esaret kahrının pervanesi... Bu ülke, bu millet hergün kan ağlıyordu o, esaret yıllarında... Her daim, içindeki hainlerin yüzünden! Ülkede hemen hergün bir yıldız kayıyordu, gözlerden! Deniz kadar derindi, düşmanın yüreklerdeki açtığı yaralar... Ama, Mustafa Kemal önderliğinde, kucak açtı... Topladi, hepsini gözleri kan ağlayan Vatan evlatlarını... Yolları taşlı, gözleri yaşlı Ankara... Dinçer Dayı |