ÜLÜKDAŞ
Giden gitti kalanlarla bir olup
Türk’ün asil mayasıyla yoğrulup Düştüğümüz yerden kalkıp doğrulup Bir karara varmak gerek ülküdaş Söyle hele varalımmı gönüldaş? Toparlanıp toplanıp küsmeden yarınlara Umut aşılamalı umutsuz insanlara Merhem çalıp kanayan yaralara Sarmalayıp sarmak gerek ülküdaş Söyle hele saralımmı gönüldaş ? Eli kolu bağlı oturup durmak Yakışırmı sana karamsar olmak Vazifendir boşluk varsa doldurmak Kuşatmayı yarmak gerek ülküdaş Söyle hele yaralımmı gönüldaş ? Ülküdaşlar omuz omuza verip Engelleri setleri yıkıp devirip Düzenin çarkını terse çevirip Karıştırıp karmak gerek ülküdaş Söyle hele karalımmı gonüldaş ? Kaptırma kendini rüzgara yele Boz bulanık akan azgın sellere Üç hilalli sancağı yeniden ele Tereddütsüz almak gerek ülküdaş Söyle hele alalımmı gönüldaş ? Başbuğ’dan yadigar şölen diyarı Ozan Arif’imin nazenin yarı Erciyes döşünde kopuzu tarı Akortlayıp çalmak gerek ülküdaş Söyle hele çalalımmı gönüldaş ? Enver’derki kalkın sıraya geçin Ayrık otlarını ayırın seçin Küllenmiş ocağı harlamak için Ocağa od salmak gerek ülküdaş Söyle hele salalımmı gönüldaş ? |