—hüzün ikiye ayrılır; buz gibi üşüten ateş gibi yakan—-
kara bir dönencedir kalem-mim tüm çağlayanlara gebe ağlamayı bıraksın iç-im ...desem en hırçın olur bir hiçim bu ellerim ki kara bir gül dikti yolunmuş bir kara gözlü gül yerine asaletten ve adaletten uzak c’anımın istrahatgahında hâkir bir darağacı kurulmuş azametli bir sorgu ve bâkir bir imtihan...
o ki Şems’in ellerinde yıkılmışken Tebriz bîşuur ve azim sessizlik kenti gülcenin ecnebi hırkalı bir kızın hazin masallar dinlerken ağlak haliyle yürürken ardında karanfil ağrısı şaşkın kaldırımlar utangaç Işıklar düşünsün tüm ozanlar yüzünü gizlesin aşk seni bana getirmiyorsa eğer
sükut..! kahve ve dem hüzün soluyor pencereler is kaplamış duvarlar ki taş duvarlar his’siz.. tutsak feraceli kıyımlar beynelmilel bir anlatım peyzajlarda kapalı ton tüm çiçek renkleri bir yığın anlamsız argümanlar dön sırtını- onca kamçı yemiş sırtımın mevlevi aurasındaki sevgi tohumu..
sus sakın söyleme..!!!
kül ateş ve keder yanmış onca parşömen kırık nice kalemler dağılmış yürek arşivim şarkılar her nedense hep nihavent bilirsin’iz bir pencereyi görmüşse şair yanaşır en dibine en çok sevdiği yerdir seyir ve şiir.. sekiz mevsim onüçüncü ay şaşkındır bütün takvimler...
-deli saçması mı bunca yazdığım şey’ler yokluğum ki kirpiğinin ucuna değmiştir düşün önce: kırdık, kırıldık gel kırıklıklarımızı toplayalım beraber..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ateş, kül, hüzün şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ateş, kül, hüzün şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
yarınlara nice güzel eserler bırakmanız dileğiyle; kaleminize yüreğinize sağlık