Yok oluşumun varlığında
“ Ve tanrı insanı kendi suretinden yarattı ”...
Hoş bakışların aşkıydın Şimdinin kirlilik sarhoşluğu Özgür iradeli başı boşluğun sevdalısı Ahlaksız tekliflerin açlığında… Ya onurlu bir ölüm Ya da ölümsüz ömürlerin Buhranına yenik girdap Birinin bir an Diğerinin bin ömür sonrasında Vicdan ağrısı ile yaşam Efsanelerde kalan düşünce Yaşamın anlamsızlığını sorgulayıp Delilik dolu dahiliğin sefaletinde Sadece düştü-n- Olmamış varlıkların kavgası İçki mahseninde hapis şimdi dünya Kumar ihanet merkezli bir karhane Düşün-me-den korkan konuşan.. Er yada geç ölüm kapını çaldığında Tir tir titrerken siz Sizsizliğinizde ki korkuların doğum haberinde Ben sevdanın çoğul aşkında Rüzgarın özgürlüğünü kuşanacağım Ve işte o zaman güneş Yeniden doğduğunda varoluşun gölgesinde Siz sonsuzluğa yokluk olacaksızın Kirli ellerinizle silahlandırdığınız Doğmamış çocukların Çocukluğumun katliam haberlerinde Cennet bakışlarınızı avuturken Cehennem sizleri balayınızda ağırlıyacak Ömürlerini gasp ederken kucakladığınız Delilikteki dahilik sevdanız gibi... Biz sadece sevmeyi severken Kapıları kırıldığında Özgür bakışlara gebe aydınlık renklerin Yeniden ölürken sizler Benden çaldığıklarınızı geri alacağım Ve öldürdüğünüz her bir çocuğun Gözlerinde asacağım sizleri Yaş değmemiş ömürlerinde emzirip Öldürmeden ruhsuzluğunuzu Özgür bırakacağım tutsaklığınızı Ölümsüzleştirip sizleri Dünyaya mahkum edeceğim.. Ve ölümü dileneceğiz an bile Yanınızdan geçmeyecek hiç kimse Deli dalgaların sessizliğinde Defalarca boğulmakla avunacak sızılarınız Öyle ki yer yüzünde hiç bir şey kalmayana Siz boşluk ve Yaptıklarınız kalana dek Koynunuzda sevgili diye... Ve gözyaşlarınız sizi terk ederken Hislerinizin yokluğunda... İnsana armağan edilen insanda kalacak Ben dünyaya birşeyler bıraktığımla Ölümsüzleştim Siz ise öleceksiniz Sadece tükettiğiniz için Tükeneceksiniz ben her gün doğarken… Ya siz nerede olacaksınız Kirlilik bile kaçarken sizden.. Ya sen Ya sen nerede olacaksın eey sevgili Seni ararken bu yok oluşumun varlığında... welat... |