KIRILMIŞ BİR KIRMIZIBaşına buyruk bir kedinin girdiği gibi çıkılamaz sanılan şeylerin içinden senin için dünyayı ortadan ikiye bölüyorum ellerim kırmızı ve lezzeti damlıyor arta kalan dünyadan en fazla bir narı dallarından parçalamış kadar suçlu hissediyorum lehçesi kırmızı ve ekşisi öte kalan bağlardan dağlarından çağdaş bir barbarlık kuruyorum fikrim kırmızı altını çizerek sufleli oynuyorum dokunaksız yaşlı bir dramayı ağaçlarından güneşin türkülerini yazıya geçiriyorum sonraki nesiller söylesin diye seni seslerim kırmızı ve telleri bir gitarın havanın boşluğunu her titreştirdiğinde kulağımda sen varsın geceleyin yarım yamalak yolda kalmış korkulu ve telaşlı kırmızı insanlığımın. İlker ÖZDEMİR |