Paye / yok.
Nakış
Vakit günün har yeri Dem hain , dem vurgun ve kan Ellerimde ateş ellerimde geçmiyor Yalnızlığıma mahkum zaman Ortaya bir kelimedir İpe verir ,ipten alır adamı Şimdi kilitleyip üstüme , üstüme kilitlenmiş çıkmazları çarptım kendi yüzüme Bütün nail kapıları. Elimde bir gergef , Gergefe taktım kendi canımı Bir bir batırıyorum iğneyi ipliğe değil ,birkendime , Bir işlediğim nakışa , Bir tögbe, bir iğne ve bin tögbe aşka. Dar vakitleri sevmiyormuş sevda dediğin Kifayetsiz kelimelerde gizlenmiş Hakkaniyetli hak ile arandaki gerçeğin . Bu nakış bir çiçek değil, Muhatapsız bir gönül hikayesi Günahıyla sevabıyla benim olan Herkes pir pak bir biz imişiz kusurlu olan. Ben kalbimi çarmıha astım, Sayki dünyadan geçtim , Çaresiz ,şiirlerimi kurşuna dizdim Sırtımı dönüp gidiyorum ... Defter şiir sizin olsun , Ne desek anlaşılmaz , buralar sizede kalmaz Gönül dür bu saçma ile vurulmaz Can bedenden bıkmış çık deyince ölünmüyor ki! Ben kendimi dara astım, Vijdanı muhakemeden geçtim Aglarkende gülümsedim , Gülüyor diye mesut ölünmüyor ki.? Ağlama gözlerim / mevlam kerimdir. |
Umarım şiirde bahsedilen gidiş gerçek bir gidiş değildir.
İnsanların kolayına gelir, kendi yerine başkalarında hata ve kusur aramak. Kendi hatasını kapatmak için yapılır genelde de. Ama bu gerçekleri değiştirmez.
Ben senin yüreğini de şiirlerini de sevdim güzel dost.
Sen hep derdin ya samimiyet ve vicdan diye.
İnsanın vicdani rahatsa kim ne demiş çok da önemli değil.
Şiiri okuyunca üzüldüm. Biraz geç de kaldım bu şiire, daha erken gelseydim keşke diye kendime de kızdım.
Umarım burada olursun yüreğini sevdiğim
Sevgilerimle, dostlukla hep