P A R A G R A FBir mektup yazıyorum sana Ay ışığında demliyorum gözlerini Siyah bir kalem birkaç parça kağıt Elimde yitik bir zaman la Özlemler doldurmak isterdim belkide Bir tütsü de yakabilirdim gecenin orta yerine Yada bir tütün yumağı ayıklardım, sonrakine yetişsin diye Sevgilim sana bir mektup yazıyorum Bir çocuk gibi ağladım arkandan Yolunu değiştirdim sokaklar’ın Adımlarım küçüldü Karanlığında kaybetti gözlerim ışığını Seni senden esirgemezdim O yüzden gök seni yanağımdan düşürdü Alacakaranlık bıraktın arkanda Bir mektup yazıyorum sana Kuşların sesinden fısıldıyorum adını Sineye yama ettim hasretini aldın mı tadını? Sana ahkamsar sana dargın sana efsukar Bırakmakmıydı aşkın adını Söylesene sevgilim söylesene Bir mektup yazıyorum sana Usul usul yitiriyorum son paragrafda Dahası seni sarmayı bırakıyorum Tutmuyorum artık eskisi kadar yokluğunu Tarumar bahçelerimde çiçekler bilemez ki solduğunu Evet sevgilim sana bir paragraf bırakıyorum Son bir paragraf yazıyorum sana Kar beyaz saçlarımdan döküyorum hatıralarını Parmaklarımın ucundasın biliyorum Biliyorum ki son varoluşundasın Hiç olmadığın kadar yakınsın soluma Adını hiç olmadığın kadar işledim satır sonuna Evet sevgilim bu benden son mektuptu sana Son bir sirkelenişti bu mektup Son bir veda tuafanıydı Şimdi ateşe veriyorum seni İçimde yanarken çırpınışlarını izleyeceğim Dokunmadan gözümü kırpmadan el uzatmadan İzleyeceğim yok oluşunu |
Şiiriniz bana mektuplaşmayı ne kadar özlediğimi anımsattı.Bayramlarda sokaklarda bayram kartları satarlardı.Millet sevdiklerine ve arkadaşlarına kart yollamak için postahanelere akın ederlerdi.Şimde öyle mi ya..
Telefondan iki satır yaz,yolla...
Oysa mektuplar bambaşkaydı.Sevdalılar birbirlerine kokulu mektuplar yollarlardı.
Günlerce postacının yolunu gözleyenler vardı.
En derin selam ve saygılarımla...