EY YÂRİM
EY YARİM
Varlığınla yokluğunun arasında kayboldum Güze kalmış yaprak gibi, düşüyorum ey yârim Vuslatının sırasında hasretinle boğuldum Güzün açmış güller gibi, üşüyorum ey yârim Hercai menekşeler, neden öfkeli bakar Sevda pınar gibi olmuş, kalpten gönüle akar Aşk ateşi sırdır amma, geçtiği yeri yakar Güzün açmış güller gibi, üşüyorum ey yârim Gül’ün dalında ağlayan, bülbül vuslatı bilmez Gönül gözü kör olanlar, aşkla seveni görmez Sevilenler ölselerde, kalpten sevgiler ölmez Güzün açmış güller gibi, üşüyorum ey yârim Gördüğün her bir düşü, iyiye yormak olmaz Yüzme bilmeyenler ile, denize dalmak olmaz Kıymet bilinmeyen yerde, eylenip kalmak olmaz Güzün açmış güller gibi, üşüyorum ey yârim Gözümden coşan selleri, gör bak durduramadım Gönlümün yönünü senden, geri döndüremedim Yürekte yanan ateşi, öldüm söndüremedim Güzün açmış güller gibi, üşüyorum ey yârim Sen ki olmasaydın eğer yazmazdım şiirleri, Az bişeycik say girdapda oluşan gel gitler’i Gelip geçtigin yollllara, döküyorum misleri Güzün açmış güller gibi, üşüyorum ey yârim Münire çevik 18.11.2023 |
yürek coğrafyasında kendi gökyüzüne göçebe kaldı insan
aşk ocağında tam pişmeden kendi acılarına ham kaldı insan
acıları yudum yudum bardak bardak içse de kar etmedi etmez
merhamet acımak değil acıtmamak bunu niye anlamadı insan