Kurşunlar Yürek Ağlattı
Tükeniyor saatler, tükeniyor ömrüm
Pas tuttu yüreğim zindanda Bir ışığa hasret gönüller Ve geçmek bilmeyen kör geceler Demirler, duvarlar, aynı yalnızlık Özlemlerim hür, yüreğim tutsak Rüyalarda tanıdım uçan kuşları, engin denizleri Henüz tanımadan özgürlüğün kokusunu. Kaderin cilveli yollarını aşarken Mapus mekânım oldu Kendi savaşım, kendi barışım Can hayalleri süslerdi duvarları Kardelen kokusu, ırmak suyu Bir rüyaya kalır. Hasretinden soldu baharım Gözler yağmur misali. Kurşunlar yürek ağlattı Eskitti bedenleri Üzerinde cellât buyruğu Bir güneş doğar biliyorum Bir sabah şafak vakti Bayramlar bensiz geçecek Düğünler bensiz. Bir kurşun sersemliğinde sevdam Prangaların yüreğime vurulmuş olduğu yerde Öfkem karlı dağların ardında kaldı Ve şimdi kanlı gömleğim dalgalanıyor Rüzgârların önünde sahipsiz. Kurşunlar yürek ağlattı Kurşunlar annelerin gözyaşları oldu Hayat damarlarına işleniyordu ilik ilik Tutsak kaldı uçurtmam, hayallerim En çok göklerde aradım kuşları, Oysa kafeslerden yaşama çığlığı kopuyordu.. Bir adım ötedeydi Duvarın ardında idi hürriyet Kuş sesleri, rüzgâr sesi Uykuya dalan güllerin ayak sesleri Ve medeniyetin tutsak yetimleri Ateşler içinde, vakitler tenha idi Yorganı sararken üşüyen yaralı bedenime. Kurşunlar yürek ağlattı. Barut kokusu, bir ağıt matemgahı Kurşunlar yağıyordu, dağların kör pusularına Memleketim kokuyordu radyo anonsları, Yiğitlik zindan havasında eserdi. Mazlum kaldık zulme baş eğdikçe Kuytu bir köşeye çekilip ağlarken çaresizliğe, Her adımda aşk yayılıyordu Kanayan yaraların, ürkek damarlarına, Yıkılan evim, yıkılan gururum oldu. Kardeş değil miydik pusularda yatarken? Bozulan töremiz değil miydi? Uğruna nice canlar verilen... Sevdiğim, gelin mi oldun dağların? Gözlerin mi yaşlandı beklerken yolumu? Kurşunlar zülmün alameti Kurşunlar genç yüreklerde bir sızı Dağların kirli savaşında kardeş kanı Duaya duran elleri kanatan kurşunlar... Bu bir sevda ağıdıdır Vazgeçilmez bir özgürlük türküsüdür İçilen bir yudum çaydır hararetli şiirlerin Bu bir dağ sevdasıdır poyrazda savrulmuş. Tarihin kara sayfalarında Çocuk kalbi taşımışım bu sinede Yeşerecek aşklar, kar beyaz saflığında Kanlı pusular can alır yalnızca Yiğitliğin destanı kurşun yağmurunda yazılır Kolay değildir gözyaşlarının bedeli Kolay değildir anne yüreği taşımak Ve mapusum, elim kelepçeli. Kurşunlar yürek ağlattı Ve kurşun döktüm yaralarıma. |