SENSİZLİK
Bir kış gecesiydi
Ansızın penceremin camı kırıldı Sanki kurşun cama gelmişti Yatağımdan hemen fırladım Üzerime bir şey almadan Evden attım dışarı kendimi Kapı açık mı kaldı? Ona bile aldırış etmedim Hırsız girse neyimi alacaktı Yırtık bir ceketimden başka Neyim vardı ki Belki eve veda etmem gerekiyordu Geri dönüp dönmeyeceğim de meçhuldü Lâmbaların yanmadığı sokaklarda Gece vakti nereye gittiğimi Ben bile bilmiyordum Karanlık sokaklarda ilerlerken Bir anda kendimi mezar çukurunda buldum İçimi hareket ettiremiyorum ki Bedenimi hareket ettirebileyim Sanki ölümü bekliyordum Hayata bağlayan bir şey yoktu O anda öleceğimi hissettim Sonra aklıma, Tek varlığım sen geldin Senin sevginin yaşattığını hatırladım “Seni seviyorum” diye nasıl bağırdımsa Çocuklar oyunlarını bırakmışlar Odama koşturmuşlar O anda sana sevgimin artması için Sensizlik nasıldı diye Hayal kurduğum aklıma geldi Nefes nefese kalmışım Kendime gelmeye çalışırken Bir kız çocuğu bir gül verdi “Bu gülü ona verir misin?” dedi Ona baktım gözlerimden yaşlar geldi Annesi için nerden kopardı ise gülü Kanayan elini saklıyordu benden Anlamıştı seni ne kadar sevdiğimi Ona sımsıkı sarıldım Gülü annesine vermesini söyledim “Onunla tanıştırır mısın?” dedi Bende ona Bebeklere baktığında mutlu oluyorsan Onu tanıyorsundur dedim Gözleri güldü, o anda içeri sen geldin Yine göz yaşların döküldü, Beni o vaziyette görünce 19.Eylül.2008 Hasan İsrâ Yıldırım Sevgili Dostlarım, bu yazıyı şiir gibi yazmak istedim ama şiir gibi olmadı galiba, bu yazıyı devam ettireyim mi burada bitereyim mi? O değerli fikirleriniz, eleştirleriniz için Rabbim razı olsun. |
Şiirinizi beğeniyle okudum, yüreğinize sağlık devamını temenni ederim.
Saygılar...
Ahmet YILMAZ