Gölgeler Saklanırken
Gölgeler Saklanırken
Hüzün gelip oturdu efkarlı baş köşeme, Loş ışığın ardında gölgeler saklanırken. Tavandan düştü tozlar gıcırdarken döşeme, Zamanın girdabında saçlarım aklanırken. Meltem çaldı kapımı güneş gülümsemeden, Uyku mahmurluğunu gözüm benimsemeden, Sualler düştü akla beynim anımsamadan, Biriken kaygılara yeniler eklenirken. Aşka kırgın hislerim çöllere düşmüş gibi, Yüreğim doldu taştı, bentleri aşmış gibi, Nefsin tutarsızlığı her şeye şaşmış gibi, Dermansız ayaklarım dağları yüklenirken. İçimde yanıp duran ne alevdi ne de kor, Umut tükenmişliği insanı bu hale kor… Şu keder bulutunun yönünü kestirmek zor, Fırtına diner miydi aklıma diklenirken? Yargılasan ne olur körelmiş duyguları? Kim toplar bir araya bölünmüş uykuları? İstersen idam eyle mantıksız kaygıları, Zindanın kaçkınları mahşerde beklenirken. Günahını kim örter, toprağın süsü kar mı? Bir ömür ağlattığın bağrı yanık o yar mı? Gülü susuz koymanın vicdanda affı var mı? Zulme şefaat yoktur masumlar aklanırken? Mustafa HOŞOĞLU |