HATAY'IN HÂLLERİ
HATAY’IN HÂLLERİ
Gönül arzuladı seni ey Hatay; Tadı damaklarda bal’a dönmüşsün! Göçmüş Kadim Şehir yıkılmış ki vây; Daha yapılmamış yol’a dönmüşsün! Canlı yayınlarla olunca yayım Enkazın başında yapılmış sayım Tanınmaz olmuşsun eyvâh Hatay’ım; Deprem vurmuş hâlden hâle dönmüşsün! Çağ atlamış fırsatçılık şebeke Gurbetten sılaya yol seke seke Sana neler olmuş böyle Anteke; Saçları yolunmuş kel’e dönmüşsün! Bayazıt Bistami orada bürhan Tahıl ambarıydın hani Kırıkhan Yok olmuş depremde o mamure han; Çorak sahralarda çöl’e dönmüşsün! Dert tasa üstünde Amik Ova’nın Feryat figan dolmuş işte her yanın Meşhurdu bağları bizim Hassa’nın; Budanmış kurumuş dal’a dönmüşsün! Görünce sızladı yüreğim bağı Mahzûn bakıyordu bana Keldağı Yavuz’dan emanet can Yayladağı; Boynu bükük solmuş gül’e dönmüşsün! Sakinlere sürûr verir giderdin Kırk asırlık bir manevi değerdin Antakya huzurun başkenti derdin; Mağribî elinde mal’a dönmüşsün! Kısa yoldan para olunca konu Böyle bulacaktır insanlık sonu Çalınmış mı çimentosu betonu; Kolonu incelmiş tel’e dönmüşsün! Ahret için miydi evin banisi Yıkılan hayalin gelmez yenisi Her kimi söyletsen deprem anısı; Betondan tuğladan sal’a dönmüşsün! Asi dedikleri bir garip nehir Zehir görünüyor gözlere zehir Pek mahzûn akıyor derdi var zahir; Mısır mı zindan mı Nil’e dönmüşsün! Murat Kahraman Murâdî 01.09.2023/Hatay |