CAN-Û DILDEN SEVMİŞİM
CÂN-I DİLDEN SEVMİȘİM
Mey-i vâhdet içtim ey can, muhabbetle hoş dildârın, Sırrın aşka âșiyandır, dil bağında bahtiyârın Bâd-ı sabâ selamımı, al da götür can dîlbere Sevgi huylu yârimiz var, ikbâlinde bir baharın Kalbe mâhrem eylemişim, cân-ı dilden sevmişim, Sarmış bizi dört taraftan, derdindeyiz gülizârın Daim hakkı söylerim, ben Mansur olmasam da, Yolundayım her nefeste, Hakka âşık sâdıkların Gönül nurun tecellisi, bir sevdaya cân olmuşuz, Yolundayız ârifanın, hayranıyız bir nazarın Aşkının kemâliyle, mest oluruz her nefes, Gâm yurdunda hep hoş gelir, adı kutlu o dildârın Gönül evi gülşâd olur, kalbimiz dilşâd olur, Bil mânası söze gelmez, gül belâsı bu efkârın Ey nefis çok dolanma, meyhâne-i cihanda, Sanma derd-i bahardır, her dem esen rüzgârın Dem-i dehrin bağrında, sussuz solmușken güller, Bir hal ki hâl içinde, kaldı can intizârın Günahkârız benliğin, kopkoyu gölgesinde, Çöl içinden gelir mi, rayihâsı gülbaharın Bir ahdır sermayesi, aşka kul olan kalbin, Yolu candan geçiyor, bir seyl-î inkisârın Fazilet ucuzladı, ilim hüner mânasız, Şimdi bütün mârifet, elinde itibârın Bir bencillik kulesi, yükselirken her yerde, Canlar hicrân içinde, içinde intizârın Uyanır bir gün elbet, bizim kara bahtımız, Taa ezelden yâr olduk, günü var şafakların Mirzâde’yim bu cihanda, selamım var ehl-i aşka, Her vuslatta bir menzil var, yolu candır mihribânın Mirzâde MİRKELÂM |