KADROLU YALNIZLAR İÇİN
KADROLU YALNIZLAR İÇİN
unuttuklarınızı soruyorum hiç hatırlamak istemediklerinizi teninize iz bırakanları ve izinizi taşıyan tenleri görmeseniz de sezdikleriniz var mı sizin unutmasanız da unutur gibi yaptıklarınız dualarınız var mı ya duvarlarınız gidenleriniz çekip gidenleriniz oldu mu sizin hiç beklemeden bir şey söylemeden elinizde kalan gidişleri soruyorum yüreğinizde ki bitişleri kimin hayali kaldı gözlerinizde o kalp o yarayı kimden aldı aşkı en son kime hapsettiniz ya da kime terk ettiniz aşkı siz siz birinin sonu oldunuz mu hiç ya da bir şiire konu oldunuz mu yoksa siz hep terk mi edildiniz unutmayı kim öğretti size söyleyin ihaneti kim ezberletti artık sevmeseniz de hala rüyalarınızda gördükleriniz var mı sizin söyleyin bilmem hangi sokakta ve banklar üstünde kimin ismini yana yana karaladınız bir kenara ya da unutulduğunuz o caddede ve yine yağmur altında kimi buruşturup attınız bir tarafa söyleyin yıllar sonra döndükleriniz oldu mu sizin yollar aldıklarını geri verdi mi peki değer miydi bir hiç için söyleyin yalnızlığı size kilitlediklerinden beri artık geceler hiç bitmiyor değil mi şimdi her sabah uyandığınızda yanınızda olmayan o kişiden artık nefret ediyorsunuz değil mi biteceğini bile bile başladığınız aşkları soruyorum ben demiştim dediğiniz o anları hep yanındayım diyenlerin yokluğunda ve yüzlerce ölü varken yüzünüzde ne yapacağınızı bilmeden dolaştınız mı sokaklarda söyleyin iyi ki yapmışım dediğiniz hatalarınız var mı bu hayatta onu hatırlarım diye dinlemediğiniz şarkılar yine ağlarım diye izleyemediğiniz filmler kafanızın karıştığı durumları soruyorum okuyup okuyup anlamadığınız kitapları gözlerinizin boşluğa daldığı anları uzaklara hani çok uzaklara başınızı bir omuza yaslamayalı çok oldu değil mi ya da kalkıp gitmeyeli birinden bir kalp yangınından arta kalan duygularınızla siz gitmek istediniz mi hiç iyi niyetinizi kaybettiğiniz anları soruyorum kara kaplıya kaydettiklerinizi sizi kandırdığını zannedenlere inanmış gibi yapıp belki bir gün düzelir diye sabrettiniz mi hiç ama bazılarının büyüdüklerini hiç göremediniz değil mi hatıralar baş ucunuzda nöbet tuttu hep çünkü o sizi hep unuttu unuttu değil mi hani bazen bir sigara yakıp bir şarkı açarsın ve susarsın hani o şarkı senin söylemek istediklerini söyler ya hani işte anlaşılmak tam da böyle bir şey değil mi bilirim hala kokladığınız elbiseler vardır elbet ya da unutabilmek için hiç gitmediğiniz yerler söyleyin birine kendine iyi bak dediniz mi hiç hoşça kal diyebildiniz mi kendine iyi bakabildi mi peki hoşça kalabildi mi her yeni aşkta hep aynı ezberi yaşıyorsunuz değil mi söyleyin en başa dönüp te yeniden yaşanmak isteyen hayat mıdır peki yaşadıklarını inkar eden adam mıdır adam mıdır söyleyin içinizde öldürdükleriniz oldu mu sizin tarihe gömdükleriniz inkar etmeyin kalbiniz mezarlık gibi değil mi ve bu mezarlıkta artık bir ölü için dahi boş yer yok değil mi lafı ağzınızdan alan şarkılarınız mı sizin hayallerinizi erteleyip masadan kalktıklarınız yalan duymamak için soru sormadığınız kişileri soruyorum hani burada öpmüştü sizi hani şurada çiçek vermişti şimdi aynı kişi binlerce kez çoğaltıp hüzünleri size milyon kere öldürüyor değil mi göğsünüzün daraldığı anları soruyorum kalbinizin sıkıştığı söyleyin firar etti mi aklınız hiç peşin uçup gitti mi lanet olası usulca yaklaşan uğursuzluk size de uğradı mı hiç ya gözleriniz kimi görmezden geldi geçenlerde ya o denildiği zaman aklınıza kim geldi en önemlisi siz beklediniz mi hiç hiç gelmeyeceğini bile bile gözlerinizi tavana çakıp onun yattığı tarafı boş bırakıp ve resimlere bakıp bakıp kahretsin beklediniz mi hiç uyku tutmayan anlarınızı kime anlattınız en çok ve kim gerçekten anladı sizi söyleyin suç benim dediniz mi hiç kendinize suç benim kırılgan mektuplar yazardınız ya hani hani katiyen gönderememek için adresi yoktu ve kokusu ve teni sizi sizden habersizce alıp götüren o kişiden artık nefret ediyorsunuz değil mi yüreğinizin sızladığı anları soruyorum göz bebeğinizin titrediği ne varsa birden bire koyar ya hani yıkar geçer ya her şey yıllar geçmiş olsa da üstünden ardından hala garip garip el salladıklarınız var mı sizin gitme kal dediğiniz oldu mu bu hayatta ya kimin imzası var gülücüklerinizin altında hıçkıra hıçkıra ağladığınız anları soruyorum artık uyku uyutulduğunuzu anladığınızdan beri hiç hiç değil mi hiç sevmemiş gibi yaptınız ya hani hani kaybetmemek için ne oldu peki söyleyin (ben söyleyeyim) yine o şarkıyla gözleriniz doldu aptal aptal yani böyle her gece konuştuğunuz insanla konuşamayıp çektiğiniz resimleri ona gönderememek garip oluyor değil mi uyanamam diye uyumadığınız geceleriniz var mı sizin hani gözleriniz yine o imkansız resme bakarken mezarlıklara bıraktığınız duvakları soruyorum durup ta inmediğiniz durakları hayalini kurduğunuz dudakları yani tuzakları yani elini her gün biraz daha bıraktıklarınızı soruyorum hesaplarken gidişlerle bitişleri artık durulur gibi değil değil mi yani siz zorundayım zorundasın derken bir yolun sonuna geldiniz mi hiç İnsanlık bende kalsın dediğinizde İnsanlık sizde kaldı mı hiç söyleyin hani gözlerine bakardınız ya en çok hani derin bir uçuruma bakar gibi ben gitmem diye hep söz veren o insandan artık nefret ediyorsunuz değil mi siz dinleyerek eskittiğiniz ve hep yarım kalan hayallerinizin üstüne yemin etmediniz mi bir daha sevmeyeceğim bir daha sevmeyeceğim bir daha sevmeyeceğim diye hani o sahile gitmeyecektiniz bir daha hani o yolda bir daha yürümeyecektiniz oysa siz dua ederken hep ondan önce ölmeyi dilerdiniz avuç içinizin hiç kapanmadığı anlarınız oldu mu bu hayatta aşkı temiz tutmak isterken kirlendiğinizi hissettiniz mi acaba şimdi ne yapıyor dediklerinizden nefret ettiniz mi hiç söyleyin son pişmanlığın işe yaradığını gören var mı aramızda ve hiç af etmeyeceğiniz insanlar var mı benim var Turgut Sakin ( Şiirleri Sesimden Youtube Kanalımdan Dinleyebilirsiniz ) |