Aşk tarifini haykırıyor!Çok geç olmadan Teslim etmem gerekiyor Belki bu fırsatı ve takati Bir daha bulamamanın hicranıyla Benim için ne ifade ettiğini söylemeliyim Bir zamanlar yalnız yaşıyordum Solgunluğun adımlarında Yılgınlığın arsızlığıyla Merakın harmanıyla Ve bomboş düşlerin girdabını soluyordum Ne rahat bir uykum vardı Kalbim hiçbir an hicransız olmadı Ruhum ne kadar anlamlıydı Hayat bir boşluk içinde geçirilen Badirelerin safhası olmaktan başka neydi ki Ne topraktan ve nede hasattan Bereketi terennüm etmekten uzaksan Zamanı idrak etmeden yaşarsan Sağlığın ne demek olduğunu anlamadan Beyhudeliği kuşansan adam olmaktan uzaksan Hedefler mücerretleşmeden Mefkûre azimle hissedilmeden Kul olmanın ne olduğu bilinmeden Aklın bahşedildiği idrak edilmeden Nöbeti müddet için nefesleri de serdetmeden Seni tanımak şahsım adına fırsattı Bu sayede hislerin nizamı anlaşıldı Şefkate ulaşıldı ve suhulet tanındı Hizmetin ne demek olduğu aşikârdı Lakin nefesin, sesin, sezgin dingin hislerin vardı Halimi kuşatıyor ve çekiyordun Kendimi alamıyordum, gülü tanıyordum Ötelerin ne demek olduğunu anlıyordum Ölmekten çok korkanken, umuda soyundum Seninle ruhumu tanıdım, kalbimle başkalaşmıştım Nezaketin, zarafetin başkaydı Başka diyarların izlerini taşıyordu Kanaatin ne kadar zenginlik olduğunu Sabrın içinde açan çiçeklerin sunumu O kadar harükülada ve o kadar eşsizdi ki anlatamam Edebi seninle terennüm ettim Sukut etmenin ne olduğunu hissettim Kendi içimde yeşillendim ve renklendim Aşkın tarifini ibret içinde keşfettim İnsan kimliğine eriştim ve beşerliği azade etmiştim Bu safhaların ne demek olduğunu Bağnazlık içinde daralma korkusu Baktığı halde göremeyen solgunu Hissiyatın muvazeneden yoksun oluşu Duyduğu halde işitemeyenin silik duvarların kalınlığı İçime düşen ve sonradan alevlenen Düşünce ikliminde zenginliği bilinen Kelamın erdemiyle edebe bürünen Hayânın ne demek olduğu idrak ettiren Nisa kimliğini iğne oyası misali zarifçe işleyen aşktın Sen kadınlar içinde anlamlaşan farktın Nedameti dışladın bir gün ağzına almadın Halini yalnızca kalbinin sahibine anlattın Kitabı celili okurken mütemadiyen ağlardın Aşkı yaşayan yekpare bir adamdın, hastın vefalıydın Hala anlayamadığım hasletin vardı Müşkülata kendini adeta hazla adardın Varlığını kar’ın beyazlığında arardın Çileyle çok barışıktın, yılgınlığı tanımazdın Sen bereket adına yağmurun tadıydın, sağanaklaştın Şimdilerde halime hüzün yaklaşıyor Nefesin durmadan daralıyor, hal kalmıyor Hiç eksilmeyen tebessümünün gülistan oluyor İnsan olmanı farkı bu kadar sarih anlaşılıyor Kul olmanın erdemi hatırlanıyor, aşk tarifini haykırıyor Mustafa CİLASUN |